1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Askerler kalabalığa ateş açtı

Ajanslar, Ayşe Tekin27 Eylül 2007

Budist rahiplerin öncülüğünde, Myanmar halkının askeri cuntaya karşı ayaklanmasını bastırmak için güvenlik güçleri göstericilerin üzerine ateş açtı. Yine en az beş kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi tutuklandı.

https://p.dw.com/p/BkPu
Uluslararası toplumun çağrıları karşısında iktidardaki askerler 'itidalli davrandıklarını' bildirdi.
Uluslararası toplumun çağrıları karşısında iktidardaki askerler 'itidalli davrandıklarını' bildirdi.Fotoğraf: AP

Myanmar'ın Yangon kentinde Budist rahipler öncülüğünde düzenlenen ve son 20 yılın en büyük cunta karşıtı ayaklanması olarak nitelenen gösterilerde bugün de kan aktı. Reuters haber ajansı, görgü tanıkları ve bazı kaynaklara dayanarak, polis ve askerin kalabalığa ateş açması sonucu biri Japon foto muhabiri, en az beş kişinin öldüğünü duyurdu.

Gelen haberlere göre görgü tanıkları, askerlerin kent merkezinin boşaltılması için tanıdığı 10 dakikalık sürenin ardından Yangon çevresinde çıkan üç ya da dört olayda çok sayıda protestocunun vurularak yaralandığını ya da dövüldüğünü söyledi. Görgü tanıkları, askerlerin Sule tapınağı yolundaki kalabalığa ateş açtığı sırada bir Japon foto muhabirinin vurularak öldüğünü kaydetti.

Bir kaynak da cunta yönetimi tarafından siyasi muhalefetin önde gelen dokuz merkezinden biri olarak gördüğü Shwesettaw manastırına düzenlenen baskında bir Budist rahibin öldürüldüğünü söyledi.

Yine görgü tanıkları, kentin bir başka bölgesinde askeri bir kamyonun protestoculara doğru sürülmesinin ardından askerlerin ateş açtığını ve olay yerinde üç kişinin öldüğünü anlattı.

Bir İngiliz diplomat da Yangon'un güneydoğu kesimindeki Ngwe Cha Yan manastırında rahiplerin dövüldüğü yönünde kesin haberlerin bulunduğunu söyledi, ancak yaralı rahiplerin sayısı konusunda bilgi verilmedi. Diplomat, Tarami Sokağında da en az dört kişinin vurularak yaralandığını söyledi.

Yüzlerce gözaltı

İlk haberlerde, askeri yönetimin yasağına rağmen Yangon kentinde bugün de toplanan göstericilerin sayısının on binlere ulaştığı ve Sule tapınağı civarında toplanan binlerce göstericiyle güvenlik güçlerinin karşı karşıya geldiği bildirilmişti.

Güvenlik güçlerinin uyarı ateşi açmasının, megafonlarla, göstericilere dağılmaları, yoksa sert önlemler alınacağı uyarısı yapmalarının ardından en az 100 kişinin gözaltına alındığı ve askeri kamyonlara binmeye zorlandığı, diğer göstericilerinse koşarak kaçtığı haberleri gelmişti.

Askerlerin havaya uyarı ateşi açması ve dağılmamaları durumunda ateş açacakları yolundaki uyarısının ardından neler olduğu ise tam olarak bilinmiyor.

”Bir Japon öldürüldü”

Japon Kyodo haber ajansı, Myanmar Dışişleri Bakanlığının Japon Büyükelçiliği’ne bir Japon vatandaşının öldürüldüğünü bildirdiğini duyurmuş, Japonya Dışişleri Bakanlığı da haberin doğruluğunun araştırıldığını bildirmişti.

Bir bakanlık yetkilisi de, AP haber ajansına, Myanmar Dışişleri Bakanlığı’nın elçiliğe verdiği bilgiyle, aralarında bir Japon vatandaşının bulunduğu birkaç kişinin öldüğü haberini aldıklarını söylemişti.

Yangon'da Çarşamba günkü gösteriler sırasında çıkan çatışmalarda da beş kişinin hayatını kaybettiği haberleri gelmişti.

Cunta: “itidal içindeyiz”

Bu arada, Reuters ajansına göre bir diplomat, askeri yönetimin itidalli davrandığını bildirdiğini kaydetti. Adı açıklanmayan diplomatın verdiği bilgiye göre, Dışişleri Bakan Yardımcısı tarafından toplantıya davet edilen Yangon'daki diplomatlara, ''hükümetin tahriklere karşı yanıtta itidalli olduğunu'' söyledi.

Çarşamba günkü gösterilerin ardından BM Güvenlik Konseyi, Myanmar'da cunta karşıtı protesto yürüyüşlerinin şiddetle bastırılmasından endişe duyduğunu açıklamış ve bu ülkeye özel bir temsilci göndermesine izin verilmesini istemişti.

Myanmar'da, yakıt fiyatlarındaki aşırı artışa karşı Ağustos ayı ortasında başlayan ve ilk başlarda aralıklı düzenlenen ve son bir haftadır rahiplerin öncülüğünde genişleyerek süren gösteriler hükümet tarafından "iç ve dış yıkıcı unsurların tahriki" olarak niteleniyor.

Simbiyotik ilişki

Budist rahipler halkın bağışlarıyla yaşamlarını idame ettiriyor.
Budist rahipler halkın bağışlarıyla yaşamlarını idame ettiriyor.Fotoğraf: AP

Peki Myanmarlı rahiplerin gücü nereden geliyor? Myanmar’da iktidardaki askeri cunta ile demokrasi yanlısı kitlesel eylemlerin öncüsü Budist rahipler arasında simbiyotik bir ilişki söz konusu. Myanmar’da yaygın olan Teravada Budizmi anlayışına göre, ancak rahipleri destekleyen ve onlar için tapınaklar inşa eden iktidar sahipleri ülkeye de refah ve huzur getirebilir. Bu yüzden de iktidar sahipleri, rahipler ve tapınaklara bağışa önem veriyor.

Ama halk da rahipleri destekliyor, onlara bakıyor. Ancak bakımları halk tarafından üstlenilşmiş olan rahiplerin ruhani görevlerini layıkıyla yerine getirebileceklerine inanılıyor.

Rahiplere bakabilmesi için ise halkın maddi durumunun iyi olması gerek. Budizm’e göre halkın rahiplere yardım edemeyecek kadar yoksul olması insan onurunu zedeleyen bir durum. Ve onurları zedelenen rahipler halktan bağış topladıkları çanaklarını ters çevirerek duruma tepki gösteriyor.

Grevci rahipler

Myanmar dilinde bağış çanaklarının ters çevrilmesinin kelime anlamı grev, boykot. Rahiplerin greve gitmesi ise ilahi ve dünyevi yaşam arasındaki bağlantının kesilmesi demek.

Budizm inancına göre ilahi ve maddi dünya bir bütün. Dolayısıyla bağış yapan ile alan birbirini tamamlıyor. Rahipler çanaklarını ters çevirerek bağışı reddediyor, böylece bağışı reddedilen kişinin manevi zenginlik kazanması, böylece de reenkarnasyon, yani yeniden doğumu engelleniyor. Yani bağışı kabul edilmeyen kişi bir anlamda Budist toplumdan dışlanıyor.

Bu yüzden de Myanmar ama aynı zamanda Theravada Budizmi’nin yaygın olduğuKamboçya, Laos, Tayland gibi ülkelerde politika ve din biribiri içine geçmiş vaziyette. İktidar sahiplerinin rahiplere, rahiplerin de bağışa ihtiyacı var.

Tarihte benzer örnekler

Öte yandan Myanmar tarihi, rahiplerin isyan öyküleriyle bezeli. Örneğin Myanmar’ın bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarından biri olarak bilinen rahip U Wisara, İngiliz sömürge rejimine karşı konuşmaları yüzünden hapse atıldı, hapis koşullarını protesto için yaptığı 166 günlük açlık grevinin sonunda da yaşamını yitirdi.

U Wisara’nın heykeli bugün Yangon’un en büyük tapınağının önünde dikili. Ulusal kahraman ilan edilen U Wisara’nın ölümünden bir yıl sonra eski bir rahip olan Saya San’ın başlattığı köylü ayaklanması da İngilizler tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Saya San, kırsal kesimdeki aşırı yoksulluğu protesto etmek istemişti.

Myanmar’da rahipler son olarak 1990 yılında greve gitti, yani bağış çanaklarını ters çevirip bağış kabul etmediler.

Bugünkü protestolar da aslında ekonomik nedenlerle başladı. Rahipler petrol fiyatlarının artışına tepki gösterdi. Yıllardır tapınaklarından çıkmayan rahiplerin bu durumu ilk protesto girişimi şiddetle bastırıldı. Bu bardağı taşıran damla oldu. Onurları kırılan rahipler, halkın da desteğini alarak sokakları arşınlamaya başladı. Böylece de önceleri daha çok dini nitelikli olan protesto gösterileri askeri cuntaya karşı ayaklanmaya dönüştü.