1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap üllkelerinde siyasi İslam'ın yükselişi

Reinhard Baumgarten27 Ocak 2006

Hamas’ın Filistin bölgelerindeki seçimi kazanmasından sonra gözler bölgedeki diğer ülkelere çevrildi. Siyasi İslam’a bağlı olan ya da köktendinciliği benimseyen gruplaşmalar, Irak ve Mısır gibi Arap ülkelerinde de başarılı oluyor. Siyasi İslam’ın ideolojik nedenlerden ziyade sosyal sorunlara bağlayan Alman Radyolar Birliği bölge muhabiri Reinhard Baumgarten’in yorumu şöyle:

https://p.dw.com/p/AZrI

“Mısır ve Irak’tan sonra şimdi de Filistin bölgeleri. Son zamanlarda hangi Arap ülkesinde demokratik seçim yapıldıysa hepsinde de dini partiler başarı kazandı. Hamas’ın bu kadar açık farkla galip çıkması, oy verme işleminin 900 uluslararası gözlemci sayesinde gerçekten hür ve adil geçmesi sayesinde mümkün oldu.

Irak seçimleri, işgal altında terör, şiddet ve korkunun hakim olduğu bir ortamda yapıldı. Mısır’da İslam Kardeşliği hareketi milletvekili sayısını altıya katladı. Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in Milli Demokrat Partisi oylamaya hile karıştırmasa ve seçim uluslararası gözlemcilerin nezaretinde yapılmış olsaydı sonuç muhtemelen Filistin bölgelerindekinden farklı çıkmazdı.

İslamcı gruplaşmaların başarısında ideolojik ilkeler değil sosyal realiteler. İslamcılar, Batılı değerlere karşı oldukları ve şeriat düzeni kurmak istediklerinden değil, siyasi ve sosyal dengesizlikleri dile getirdikleri için başarılı oluyorlar. Onyıllardır temel hakları çiğnenen, yoğun yolsuzluk ve adam kayırma yüzünden kendini bir kenara itilmiş hisseden kitleler ‘kurtuluşu İslam’da vadeden’lerin sloganlarına kapılıyorlar.

Filistin seçimleri her şeyden önce yolsuzluğu ayyuka çıkaran Fetih yönetimiyle hesaplaşma şeklinde geçmiş ve direnişçi Hamas’ın siyasi bakımdan tanındığını ortaya koymuştur. İslami direniş herşeyden önce şevk demektir. İsrail, ellerini kana bulamış fanatiklerle görüşmeyi ret edebilir. Washington, haklı olarak, şiddet ve terörden uzaklaşması şartıyla Hamas ile görüşebileceğini söyleyebilir. Ancak Hamas’ın muhatap alınmaması Filistin bölgelerinin daha da radikalleşmesine yol açar.

Batı’nın kasıtlı olarak aldırış etmemesi ve batıdan destek alan rejimlerin muhalif akımları takibe alması Hamas ya da İslam kardeşliği gibi grupların işine yarıyor. Hayat şartlarının kötülüğü de. Mısır’da, artan fakirlik ve sosyal dengesizlik halkı siyasi İslam’ın kucağına iterken Filistin bölgelerinde bu faktörlere bir de İsrail işgali ve İsrail yerleşim birimleri yüzünden Filistin devletine toprak olabilecek bölgelerin küçülüp bölünmesi ekleniyor.

İslamcılığın çoğu Arap ülkesindeki meydan okuyuşuna, dini değerlerin tekrar önem kazanmaya başladığı dünyamızda ancak hayat şartları insan haysiyetine uydurularak, sosyal adalet sağlanarak ve siyasi şeffaflık yaratılarak karşılık verilebilir. Bu bakımdan Hamas’ın yükselişi sadece tehdit değil, ama aynı zamanda fırsat olarak da algılanmalıdır.”