1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anayasa Mahkemesi'nden kürtaj kararı

10 Eylül 2020

AYM, istismar mağduru bir çocuğun kürtaj başvurusunun kabul edilmemesini "hak ihlali" olarak nitelendirerek, 100 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

https://p.dw.com/p/3iHGS
Fotoğraf: DW/U. Danisman

Anayasa Mahkemesi (AYM) Mersin'in Mut ilçesinde cinsel istismara maruz kalan 18 yaşından küçük R.G.'nin hamileliğini sonlandırmak için kürtaj olmak istemesine rağmen, hukuki sürecin uzaması sonucu çocuğu doğurmak zorunda kalmasını "hak ihlali" olarak değerlendirdi.

Resmi Gazete'de bugün yayımlanan karara göre, R.G.'nin avukatının yaptığı bireysel başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme kürtaj olmak için yapılan başvurunun sürüncemede bırakılarak, "gebeliğin sonlandırılması imkanına erişememe" iddiasını haklı buldu. Mahkeme, kararında, "kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi" hakkının ihlali nedeniyle R.G’ye 100 bin Türk Lirası manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Olay nasıl gelişti?

Mersin'in Mut ilçesinde tecavüze uğrayan 17 yaşındaki R.G., tehdit edilince başkalarıyla da birlikte olmak zorunda kaldı. Mayıs 2017'de yapılan muayenede R.G.'nin hamile olduğu tespit edilince, henüz reşit olmadığı için polise bilgi verildi.

Polise başından geçenleri anlatan R.G.'nin ifadesi doğrultusunda, kızla zorla birlikte olan beş kişi hakkında soruşturma başlatıldı.

Babasından korktuğu için sığınma evine yerleştirilmeyi isteyen R.G.'nin bu isteği kabul edildi. Ayrıca, R.G. ve ailesi kürtaj olmak için başvuruda bulundu.

R.G.'nin ailesi başsavcılığa, başsavcılık sulh ceza hakimliğine başvurdu. Sulh ceza hakimliği konunun sulh hukuk mahkemesinin yetkisinde olduğuna, sulh hukuk mahkemesi ise sulh ceza hakimliği yetkisinde olduğuna hükmetti. R.G. başvurusu günlerce sürüncemede kalınca çocuğu doğurmak zorunda kaldı.

Dava sonuçlanmayınca R.G.'nin avukatı bireysel başvuru hakkını kullanarak dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

Başvuruyu değerlendiren AYM, konunun Sulh Ceza Hakimliğinin sorumluluk alanında olduğunu değerlendirerek, suç sonucu oluşan gebeliğin, Türk Ceza Kanunu ve Nüfus Planlaması Hakkında Kanun kapsamında, kürtajın öngörülen kanuni şartlar altında olduğunu vurguladı. Mahkeme, başvurunun sürümcedeme bırakılarak, "gebeliğin sonlandırılması imkanına erişememe" iddiasını haklı buldu.

ANKA/JD,HT

© Deutsche Welle Türkçe