1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Almanya'daki atmosfer kötüleşiyor'

11 Ocak 2016

Köln’de yabancılara yönelik saldırılar ve yılbaşı gecesi yaşanan taciz olaylarının Alman toplumunda yarattığı kutuplaşma, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/1Hbd2
Köln Pegida
Fotoğraf: DW/N. Martin

12.01.2016 - Alman basınından özetler

Ludwigsburger Kreiszeitung, yılbaşı gecesi Köln’de yaşanan toplu taciz olaylarının ardından bazı vatandaşların yabancılara saldırmasını şöyle değerlendiriyor:

"Almanya’daki atmosfer giderek kötüleşiyor. Köln ve diğer kentlerde yaşananlar tehlikeli bir havayı tetikledi. Aşırı sağcılar her yere nefret tohumları ekiyor. Son derece dünyaya açık bir kent olan Köln’de ise çok derin kaygılar egemen. Görünüşe göre pazar günü kavgacı şahıslar aralarında sözleşip kentte adeta yabancı avına çıkmış. Ayrıca düzeni kendileri sağmak isteyen çeşitli sivil gruplar oluşturulmuş. İktidar tekeli devletindir ve öyle de kalmalıdır. Devlet, vatandaşını, onu koruyabileceğine ikna etmelidir. Ama bu, yılbaşı gecesi korkunç bir şekilde başarısız olmuştur."

Die Welt gazetesinin aynı konuya ilişkin yorumunda ise şu satırları okuyoruz.

"Bu sadece bir zaman meselesiydi. Kendilerini düzen koruyucu olarak adlandıranlar tarafından Köln ana tren garı civarında çok sayıda yabancı hastanelik oluncaya dek dövüldü. „Başlamadan bitirilsin“ demek istiyor insan ama bu gelişmenin başlangıcı çok daha geriye dayanıyor: Medya ile iletişime. Emniyet teşkilatının basın ve halka ilişkiler bürosunun sığınmacıların işlediği suçlara yönelik - nazikçe ifade edecek olursak- çekingen tutumuna dair işretler artıyor. Ve Köln’den gelen haberlerin günlerce gecikmesinin arkasındaki perde aralanıyor. Görünen o ki; „Hoş geldin“ kültürü sadece Ren ve Ruhr bölgelerinde, yanlış anlaşılmamak için susmayı tercih etme kültürü olarak algılanmıyor. Böyle bir durumda birçok vatandaş kamu kurumlarına güvenini yitirip kendi durum tespitini yaparak, ona göre hareket ederse buna, çok şaşırmamak gerekir."

Frankfurter Rundschau, politikacıların iltica yasalarını sertleştirmek gibi tedbirlerine ilişkin şu tespitte bulunuyor:

"Mülteciler, teröristler, sendeleyen AB, sonsuza dek devam edemeyeceği aşikar ekonomik canlanma: İşte burada, bir toplumun ve vatandaşlarının temel ihtiyaçlarının giderilmesini sağlayan güvenilir bir müesseseye ihtiyaç var: Güvenlik ve düzen, hak ve adalet. Yani güçlü bir devlet. Burada konu ilk etapta daha fazla ve daha sert yasaların hayata geçirilmesi değildir. Öncelikli konu, devletin yeniden, mevcut yasaları hayata geçirebilen bir konuma getirilmesidir. Örnek alınacak sistem Putin’in, Erdoğan ve Orban’ın sistemi değildir, hem de tam da onlarınki değildir. Aksine onun tam karşı modelidir: yani modern, görevinin hakkını veren, kurallarını geçiren, özgüvenli sivil toplumla işbirliği yapan ve kendini onlarla tamamlayan sağlam konumlu bir devlettir."

Basın turumuzu son olarak Neue Osnabrücker Zeitung’un yorumu ile tamamlıyoruz:

"Toplumdaki kutuplaşma endişe verici. Bu kutuplaşma, sığınmacı kabulünün yanında yılın ikinci büyük zorluğu olacak. Almanya’nın kırılma denemesini yara almadan atlatması için tüm önemli toplumsal güçlerin ortak çabasına ihtiyaç var. Hiçbir şey örtbas edilmemeli ya da olduğundan daha iyi gösterilmemeli. Buna Almanya’nın mülteci kabulünde kendi sınırlarına dayanması konusu da dahil."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir