Almanya'da okullarda başörtüsü tartışması
19 Mayıs 2004Federal Anayasa Mahkemesi’nin 2003 yılı Eylül ayında aldığı başörtüsü kararından sonra, Müslüman öğretmenlerin okullarda başörtüsü takmalarına ilişkin kararı eyaletlere bırakmıştı. Bu karardan beri eyalet yönetimleri, okullarında başörtüsü takılıp takılmayacağına kendileri karar veriyor. Almanya’da kimi eyalet yönetimi başörtüsünü genel olarak yasaklarken, diğerleri hala kararsız.
Alman İnsan Hakları Enstitüsü de başörtüsü tartışmalarına ilişkin görüşünü açıklayarak bu tartışmalara katılmış oldu. Enstitü’den yapılan açıklamada, öğretmenlerin devlet okullarında başörtüsü ile ders vermelerine genel yasaklama getirilemeyeceği görüşünü savunuldu.
Alman İnsan Hakları Enstitüsü Başkanı Heiner Bielefeld, Almanya’daki İslami çevrelerin başörtüsü konusunu siyasi olarak öne çıkarmak isteyebileceklerini, ancak devletin dini kuruluşların ve diğer kurumların bundan etkilenmemesi, başörtüsü konusunu politikadan ayırmaları gerektiğini belirtti.
Dini özgürlükler
Enstitü, başörtüsünün kadını baskı altında tutan dini ve kültürel geleneklerin bir simgesi olarak görülebileceği gibi, dini özgürlüklerin sembolü olarak da algılanabileceği görüşünde. Bu yüzden, genel bir yasaktan ziyade, anlaşmazlık durumunda mahkemelerin tek tek durumları ele almasından ve ona göre karar vermesinden yana. Enstitü Başkanı Heiner Bielefeld önemli olan şeyin, öğretmenin dini özgürlüğü ile örneğin kadın - erkek eşitliği ilkeleri arasında duyarlı bir tartım yapılması:
”Biz, olaya baştan önyargılı yaklaşmanın yararlı olmadığı kanısındayız. Başörtüsü takan her öğretmenin baskı altında olduğunu söyleyemeyiz. Önemli olan, o öğretmenin nasıl düşündüğü, düşündüklerini nasıl uyguladığı ve kendisini genel olarak nasıl ifade ettiği. O halde, sözkonusu öğretmenin genel kişilik yapısına bakılmalı; ölçü sadece başörtüsü olmamalı ve sadece başörtüsü taktığı için genel bir yasak getirilmemeli.”
Öğrenci ve öğretmenlerin hakkı
Alman İnsan Hakları Enstitüsü Başkanı Bielefeld, en büyük sorunun, öğretmenin dini özgürlüğü ile öğrencinin dini özgürlüğü arasındaki anlaşmazlık olduğuna dikkat çekti. Bielefeld, devlet okullarına devam eden öğrencilerin, istemedikleri dini etkilere maruz kalmama hakkı olduğunu, evde aldıkları eğitimin de bu anlaşmazlığa ayrıca etkide bulunduğunu belirtti.
Heiner Bielefeld, bu noktada farklı taleplerin birbiriyle çelişkiye düşeceğini vurgulayarak, ayrıca devlet okullarının din ve dünya görüşü açısından tarafsızlık ilkesine uyması yükümlülüğünün de sorun yaratabileceğine işaret etti. Bu yüzden, kimi durumlarda öğretmenin başörtüsü takma hakkının, diğer bazı haklar lehine geri adım atma zorunluluğunun doğabileceğini belirtti.
Anayasa Mahkemesi’nin eski başkanından uyarı
Öte yandan, kısa bir süre önce bir demeç veren Alman Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Ernst Mahrenholz da başörtüsü takan öğretmenlerin tamamen anayasa düşmanı kişiler olarak ilan edilmemesi yönünde uyarıda bulundu. Tartışmanın sadece başörtüsü ile sınırlandırılmaması gerektiğini söyleyen Mahrenholz, asıl tehlikelerin Kur’an okullarında ya da özel İslam okullarında aranması gerektiğini vurguladı.