Almanya’da İsrail’e eleştiri ikilemi
12 Eylül 2006Almanya Yahudiler Merkez Konseyi, son dönemde İsrail ve İsrail’in Ortadoğu politikası ile ilgili kendi içinde yaşadığı tartışma nedeniyle gündemde. Geçtiğimiz haftalarda Konsey’in, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına eleştiri getiren bir yönetim kurulu üyesi istifa etmek zorunda kaldı. Almanya Yahudiler Merkez Konseyi’nin eski başkanlarından Heinz Galinski’nin kızı Evelyn Hecht-Galinski, Konsey’in tek taraflı davrandığı görüşünde.
Alman toplumunun da gerçekleri söyleyecek cesaretten yoksun olduğunu savunan Hecht-Galinski şunları söylüyor: “Musevi olmayan, antisemitizm ile yakından uzaktan ilgili bulunmayan tanıdıklarım bana, ‘Sen İsrail’i eleştirebilirsin. Biz bunu yapamayız’ dediklerinde, birşeylerin doğru gitmediğini anlıyorum. Bana doğru bildiklerimi söylemem öğretildi. Sorduğunuzda, yakınlarını Yahudi soykırımında kaybetmiş olan insanlar, ki ben de öyleyim, kendi adlarına açıklama yapanlar tarafından konunun suistimal edildiğini söyleyecektir. İşlenen insanlık ve savaş suçlarını kabullenip savunmam söz konusu olamaz.”
Evelyn Hecht-Galinski, babasının Almanya Yahudiler Merkez Konseyi’ne başkanlık ettiği 1992’de İsrail ile yaşanan bazı sorunları anımsıyor. Örneğin Konsey’in, dönemin Başbakanı Helmut Kohl ile Rus Yahudileri’nin Almanya’ya göç etmesini mümkün kılan anlaşmayı imzalamasına İsrail karşı çıkmış. Hecht-Galinski, kendisini bir “İsrailli” değil, Alman Musevisi olarak tanımlıyor.
“Almanlar Konsey’in açıklamalarına karşı gelemiyor“
Yakın geçmişten bir diğer örnek ise İsrail’in Lübnan’da misket bombası kullandığı iddiasının BM tarafından soruşturulmasını isteyen Ekonomik İsbirliği Bakanı Heidemarie Wieczorek-Zeul’ün, Konsey tarafından antisemitst olmakla suçlanması. Almanlar’ın çoğunun, Yahudi soykırımı nedeniyle Konsey’in bu tür açıklamalarına karşı gelemediğini vurgulayan Hecht-Galinski sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Alman medyasına, televizyon ve radyo kanallarına baskı uygulandığını biliyorum. Ben bir medya kuruluşuna demeç verdiğimde, ertesi gün Konsey’den bir temsilci, eleştirilerimin sadece beni bağladığını söyleyip baştan sona yalanlıyor. Eleştiriler hasıraltı ediliyor. Bu, ABD’deki Museviler arasında da böyle Avrupa’dakiler arasında da. Ama aslında, mevcut politikayla hemfikir olmayan kişilerin sayısı giderek artıyor.”
Baskının boyutları kiliselere kadar uzanıyor
Musevi cemaati mensubu Hecht-Galinski, İsrail’i eleştiren medya kuruluşlarının İsrail karşıtı güçlerin etkisinde kalmakla suçlandığını; hatta baskının boyutlarının, kiliselere bile uzandığını kaydediyor. Bu iddiasına, İsrail’i eleştiren bir kitabın Frankfurt Protestan kilisesindeki tanıtımının, baskılar üzerine iptal edilmesini örnek gösteriyor.
İsrail’i eleştiren kişilerin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile aynı kefeye konduğunu belirten Hecht-Galinski, sözlerini söyle sürdürdü: “Bunu kabul etmek mümkün değil. Çünkü eğer, dostların birbirlerine halkı eleştiri getirmesi yasaksa, gerçekler nasıl dile gelebilir ki? Hedefli cinayetler, Filistin bölgelerindeki duvar inşaatı, Gazze ve Batı Şeria’dan her gece gelen, İsrail askerlerinin Filistinliler’i öldürdüğü haberleri, burada normal karşılanıyor. Birkaç iyi örnek dışında Alman medyasının geneli bunları sorgulamıyor. Yahudi soykırımından kaynaklanan suçlu-kurban düşüncesi bilinçaltına öyle yerleşmiş ki; bir travma halini almış.“