1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da gözler kararsızların oylarında

23 Eylül 2021

Almanya’da Federal Meclis seçimlerine üç gün kala, partiler özellikle kararsızların oylarını alabilmek için yoğun çaba sarfediyor. Seçim sonrası için beklenti, hükümet kurma sürecinin zorlu ve uzun olacağı yönünde.

https://p.dw.com/p/40k3h
Bundestagswahl  2021 Wahlplakate in Frankfurt am Main
Fotoğraf: Arne Dedert/dpa/picture alliance

Almanya'da 16 yıllık Merkel döneminin ardından başbakanlık koltuğuna oturacak ismin ve yeni hükümetin belirleneceği seçimlere sadece üç gün kaldı. Kamuoyu araştırma şirketi YouGov'un sonuçlarını paylaştığı güncel bir anketine göre seçmenlerin yaklaşık dörtte üçü oyunu vereceği partiyi belirlemiş durumda. Buna göre, ankete katılanların yüzde 74'ü kesin kararını verdiğini ifade ederken, yüzde 15'lik bir kesim parti tercihini daha sonra yapacağını dile getirdi. Yüzde 9'luk küçük bir grup ise herhangi bir açıklamada bulunmak istemedi.

SPD son viraja önde giriyor

Bu rakamlar, partiler adına oylarını almak için kıyasıya mücadele ettikleri potansiyel seçmen sayısının giderek azaldığını gösteriyor. Diğer pek çok ankette olduğu gibi YouGov'un araştırmasında da SPD (Sosyal Demokrat Parti) yüzde 25 ou oranı ile birinci parti görünüyor. Şu na iktidarda olan koalisyonun büyük ortağı, Başbakan Angela Merkel'in partisi CDU, geçen haftaya oranla bir puan yükselerek yüzde 21'e çıkmış durumda. Söz konusu ankete göre, Yeşiller yüzde 14, AfD (Almanya İçin Alternatif) yüzde 12, FDP (Hür Demokrat Parti) yüzde 11 ve Sol Parti yüzde 7 oy alacak.

Benzer sayılar, hafta içinde Forsa ve Insa kamuoyu araştırma şirketlerinin açıkladığı anket sonuçlarında da çıkmıştı. Ancak seçim anketlerinin her zaman çok güvenilir sonuçlar vermediği de bilinen bir gerçek. Özellikle siyasi partilere olan bağın eskisi kadar güçlü olmadığı ve tercihini son anda yapanların sayısının arttığı bir dönemde.

Hükümet kurma süreci zorlu olabilir

Pazar günü yapılacak olan federal parlamento seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, beklenti hükümeti kurma sürecinin zorlu ve uzun olacağı yönünde. SPD, anketlerdeki gibi sandıktan birinci parti olarak çıkarsa büyük olasılıkla Yeşiller'le koalisyon hükümeti kuracak. Ancak iki partinin oy oranı büyük olasılıkla hükümet kurmaya yetmeyecek. Bu durumda SPD'nin başbakan adayı Olaf Scholz'un üçüncü koalisyon ortağı olarak liberal FDP'ye yöneleceği tahmin ediliyor.

Şayet CDU son anda farkı kapatıp birinci parti olursa, hükümeti kurma görevini üstlenecek olan Armin Laschet'in de SPD'li Scholz gibi, Yeşiller'le FDP'nin kapısını çalması bekleniyor.

Christian Lindner (solda) ve Kevin Kühnert
Christian Lindner (solda) ve Kevin KühnertFotoğraf: Kay Nietfeld/Jutrczenka/dpa/picture-alliance

Öte yandan SPD'nin sol kanadında, içinde FDP'nin de yer alacağı olası bir koalisyona karşı şimdiden itirazlar yükselmeye başladı. Sol kanadın parti içindeki en önemli temsilcilerinden, SPD Genel Başkan Yardımcısı Kevin Kühnert, Rheinische Post gazetesine verdiği röportajda, FDP Genel Başkanı Christian Lindner'in güvenilirliğinden kuşku duyduğunu ifade etti. Lindner'in gayriciddi biri olduğunu savunan Kühnert, "Lindner, süper zenginlere bile vergi kolaylığı sağlamak isteyen ancak aynı zamanda ciddi bir mali planı olmayan bir oyuncu" söyleminde bulundu. Kevin Kühnert, FDP Genel Başkanı'nın aynı zamanda tercihini Laschet'in başbakanlığından yana koyduğunu vurguladı.

Kühnert gibi partinin sol kanadını temsil eden isimlerden biri olan SPD'nin gençlik örgütü Jungsozialisten'in (Genç Sosyalistler) genel başkanı Jessica Rosenthal da gerekli çoğunluk sağlandığı takdirde partisinin Yeşiller'in yanında FDP ile değil Sol Parti ile koalisyona gitmesini savunanlardan. "Benim için SPD-Yeşiller-Sol Parti arasında sondaj görüşmeleri yapılması önemli" diyen Rosenthal, sözlerini "Bu partiler arasında eğitime yatırım, adil paylaşım ve iklim krizi konularında ortak noktalar var" şeklinde sürdürdü.

dpa / ET,HS

© Deutsche Welle Türkçe