Almanya insan hakları sınavında

Almanya Federal Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Federal Hükümet, BM İnsan Hakları Konseyi’nde Almanya’daki insan haklarının durumu ile ilgili soruları yanıtladı. Üç saat süren Konsey toplantısında 40’tan fazla konuşmacı söz aldı. Sorular, Almanya hükümeti adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Gernot Erler tarafından yanıtlandı. Erler kendisine yöneltilen soruların bazı eleştirileri içerdiğini, ancak ayrımcılığa kaçan unsurlar barındırmadığını söyledi.

Yabancılara ayrımcılık mercek altında

BM İnsan Hakları Konseyi’ndeki toplantıda Almanya’da işlenen yabancı aleyhtarı suçlarla yabancılara ayrımcılık yapıldığı iddiaları geniş yer aldı. İran temsilcisi, Almanya Federal Cumhuriyeti’nde yaşayan yabancıları hedef alan suçların dramatik şekilde arttığından söz etti. Gernot Erler, Alman hükümetinin sorunlu konulardaki eleştirileri ciddiye aldığını belirterek şunları söyledi:

“Almanya’daki yabancı aleyhtarı beyanatlar resmi makamlarca kovuşturulur. Göçmenler ve göçmen çocuklarının topluma uyumlarıyla ilgili yapıcı önerilere ise açığız. Bu noktaya işaret edilmesini kabul ettik ve sanırım laf kalabalığı yapmadan onay vermemiz iyi bir izlenim bıraktı.”

Rusya Almanları konusunda şikayet

BM İnsan Hakları Konseyi bir yılı aşkın süredir düzenli olarak bütün üye ülkelerde insan haklarına ne ölçüde uyulduğunu kontrol ediyor. Rusya temsilcisi eski Sovyetler Birliği’nden ayrılıp Almanya’ya yerleşen göçmenlere haksızlık edildiğini ve Rusya Almanlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını öne sürdü. Almanya’nın insan hakları uygulamasının eleştirildiği Konsey toplantısında Roman toplumun sorunlarına da dikkat çekildi. Müslüman ülkelerin temsilcileri ise Almanya’da yaşayan Müslümanlar’a meslek hayatında eşitlik tanınmadığını belirterek, başörtülü Müslüman kadınların memuriyete alınmamasını buna örnek gösterdiler.

‘Mülteciler unutuldu’

Alman İnsan Hakları Enstitüsü Direktörü Heiner Bielefeldt, Alman hükümetinin Cenevre toplantısında özeleştiri yapmaktan çekinmemesini olumlu karşılarken, mültecilerin durumu gibi konuların Konsey’de ele alınmamasının ise üzücü olduğunu belirtti. Bielefeldt, “Göçmenlerin durumu enine boyuna tartışıldı. Mültecilere ise hemen hiç değinilmemesi belki de trajedinin Akdeniz’de cereyan etmesinden. Ama AB’nin dış sınırlarında uygulanan politikada Almanya’nın da sorumluluk payı var. Mülteci politikası hazırlanırken Almanya da söz sahibi oluyor. Bu bakımdan AB’nin dış sınırları Berlin’den de geçiyor, demektir. Almanya ve Avrupa’nın bu konuda yapması gereken daha çok şey var” diye konuştu.