Denken die Deutschen um?
19 Nisan 2011Hangi siyasiler iklim değişikliğine rağmen eski otomobillerini kullanıyor, hangileri ise küçük otomobillere geçti? Deutsche Umwelthilfe adlı çevre kuruluşu, bu ve benzeri sorulara ışık tutmaya çalıştığı yıllık raporunu açıkladı. Raporda, kamuoyuna örnek teşkil etmek için çevre dostu otomobiller kullanmaya başlayan politikacıların sayısının giderek arttığı görülüyor.
Dünyanın maruz kaldığı iklim değişikliğinin, insan ve otomobil kaynaklı olduğu bilinen bir gerçek olsa da, sokaklarda lüks limuzinler ve pahalı antika otomobiller boy göstermeye devam ediyor. Almanya genelinde kayıtlı yaklaşık 45 milyon otomobil bulunuyor. “Daha küçük bir otomobil, daha az tüketim ve daha az zararlı madde salınımı. Otomobil satışlarında bir düşüş olmadığı halde, bir değişimin başladığı gözlemleniyor” şeklinde konuşan Almanya Otomobil Kulübü ADAC’ın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti basın sözcüsü Jaqueline Grünewald, Almanya'daki araba kullanma tutkusuna rağmen, büyük ve gösterişli otomobillerin yerine küçük otomobillerin tercih edilmeye başlandığına dikkat çekti.
"Almanlar ihtiyatlı davranıyor"
Federal Alman hükümeti de çevre koruma teşviki olarak eski arabalarını satarak daha az emisyon salınımı olan küçük otomobiller alanlara yaklaşık 2 bin 500 euro "hurda otomobil pirimi" ödedi. ADAC’ın basın sözcüsü Grünewald, o dönemde de küçük otomobillere geçenlerin sayısının azımsanamayacak ölçüde olduğunu ifade etti. Peki Almanlar, konfordan taviz vermeye hazır mı? “Çocuklarınız ve torunlarınız varsa, elbette ki geleceği düşünüyorsunuz. Ancak araba kullanmaktan vaz mı geçelim?" şeklinde cevap verenler varken, "Araba kullanmak zorundayız. Değil mi? Bir sorun olduğunda, tabii iklim için bir şeyler yapmak istiyoruz deniyor ama kusuruma bakmayın gerçekte bu böyle değil..." şeklinde konuşanlar da bulunuyor. Hatta "Daha az emisyon salınımı olan otomobilleri tercih etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Evet, bunlar benim düşüncelerim" şeklinde konuşarak çözüm önerisi sunanlar da...
Bu öneri olumlu olsa da, kendiliğinden daha az emisyon salınımı sağlayacak bir otomobil bulunmuyor. Daha az emisyon salınımı için, elektrikli ve benzinli motor birleşiminden oluşan hibrit araçların kullanılması gerekiyor. Almanya’da hibrit araçların sayısı henüz yaklaşık 30 binde seyrediyor. Ancak “Hemen tüm üreticiler, hibrit otomobil üretmeyi düşünüyor. Elektrikli araçlar konusunda da aynı durum sözkonusu. İlerleme devam ediyor. 10- 20 yıla kadar hidrojenle çalışan otomobillerimiz olacak. Teknoloji hızla ilerliyor. Tabii ki gelecekte durum bugünkünden farklı olacak” diyen Almanya Otomobil Kulübü’nden Jaqueline Grünewald üreticilerin, hibrit otomobillerde gelecek gördüğüne dikkat çekerek, yollardaki çevre dostu araçların artacağını ifade etti.
Fiyatlar belirleyici rol oynuyor
Yeni teknolojiler konusunda Asya’da şimdiden hayli yol alınmış durumda. Almanya da bu alandaki çalışmalarını hızlandırıyor. 4 binden fazla kişiyi istihdam eden IAV adlı Alman ar-ge kuruluşu, oluşturduğu 50 kişilik bir ekiple elektirkli otomobiller üzerinde çalışmalar yürütüyor. Alman hükümetinin, elektirkli otomobiller alanına gelecek yıllarda yaklaşık 500 milyon euroluk bir yatırım yapması bekleniyor. Yatırımın doğru kullanılması gerektiğini belirten IAV'nin yeni teknolojiler sorumlusu Wolfgang Reimann, sektördeki sorunu şöyle anlattı:
“Sorun şu, elektrikli otomobiller, tutarlı bir şekilde ilerleme kaydedilecek içten yanmalı motorlarla paralel şekilde geliştirilmeli. Sonuçta, içten yanmalı motorlar, gelecek 10-15 yıl içinde kullanılmaya devam edecek. Yani konu gelecekte de revaçta olacak. Ancak yine de bu alanda da daha verimli yöntemlerle, daha az giderle sunulacak mükemmel bir hizmet için çalışılmalı.”
Çevre dostu otomobillere olan talebin artmasının önünde bir takım caydırıcı engeller bulunuyor. Bu engellerden tüketici için en belirleyici olan otomobillerin satış fiyatları. Örneğin Toyota'nın ürettiği hibrit otomobil modeli Pirus'un satış fiyatı yaklaşık 30 bin euro. Öte yandan kısa aralıklarla şarj edilmeleri gereken e-mobiller en fazla 150 km yol alabiliyor. İklim değişikliği endişe yaratsa da, Almanlar da dünya genelinde olduğu gibi ne konforlarından ne de bütçelerinden tam anlamıyla taviz vermeye hazır değiller.
© Deutsche Welle Türkçe
Fridel Taube/ Çeviren: Gezal Acer
Editör: Murat Çelikkafa