Alman millilerin bilinmeyen sırları
13 Haziran 2010Dünya Kupası’nda milyonların gözü üstündeyken top koşturmak şüphesiz sporcular için de kolay değil. Pekçok sporcu bu nedenle manen destek alacağına inandığı bazı rituellere, adetlere sahip. Sahaya çıkarken dua edenleri, kamera görüntülerinden biliriz. Ancak ya görünmeyenler?
Alman milli futbolcu Per Mertesacker'in sloganı oldukça dikkat çekici:
Traş olan kaybeder! Mertesacker maç günü traş olmuyor.
Alman milli takımının bir başka yıldızı Bastian Schweinsteiger, takım otobüsünden her zaman son kişi olarak iniyor ve karşılaşma öncesi eski zafer anlarını izliyor.
Schweinsteiger,“Otelde videoya takıp, geçmiş karşılaşmalardaki güzel anları izliyorsunuz. Bu motivasyonu daha da artırıyor" diyor.
Milli takımın çiçeği burnundaki kaptanı Philipp Lahm ise dört yıl önce Costa Rica’ya karşı oynadıkları açılış maçında attığı golü aklına getiriyor. Sakatlığı nedeniyle Dünya Futbol Şampiyonası’na katılamayan Michael Ballack yerine kaptanlık görevini üstlenen 26 yaşındaki futbolcu oldukça heyecanlı. Lahm, “Maçın oynanacağı gün gerginlik hissetmeniz normal. Tüm dünyanın gözü üstünüzde ve tabii ki sizden bekleneni vermek istiyorsunuz. Bu nedenle son derece dikkatli ve tabii ki biraz gergin oluyorsunuz" diyor.
Neuer bunu hep yapıyor
Alman milli takımının yeni kalecisi Manuel Neuer ise fazlasıyla soğukkanlı. Belki de bir kaleci için ideal bir özellik.Neuer, hiçbir maskotu olmadığını, hiçbir batıl inancı bulunmadığını belirtiyor.Ancak Schalkeli futbolcunun, maç öncesinde başlangıç düdüğü çalmadan hemen önce mutlaka kale direklerine ve üst direğe dokunduğu dikkatli bakanların gözünden kaçmıyor.
Nijerya kökenli milli Dennis Aogo ise maç öncesinde ellerini kavuşturup dua etmesiyle tanınıyor. Aogo. “Karşılaşma öncesinde kısa bir dua okumak benim için önemli. Bunu her maç öncesinde yapıyorum ve yapmaya da devam edeceğim.” diyor.
Milli takımın forveti Cacau ise golü atıncaya kadar sakin görünüyor. Ritüel, gol gelince başlıyor. Brezilyalı futbolcu iki işaret parmağını da göğe doğru kaldırıp sallamaya başlıyor. Cacau bunun anlamını şöyle anlatıyor:
“Evet bu benim Tanrı’ya şükrüm. Bana bu yeteneği verdiği, futbol oynayacak gücü verdiği için. Bu nedenle her gol attığımda Tanrı’ya teşekkür etmek istiyorum.”
Beckenbauer'in domuz inciği
Tabii tüm bunlar Alman futbol tarihine ‘imparator' lakabıyla adını yazdıran Franz Beckenbauer'in ritueli yanında hafif kalıyor. Beckenbauer, Alman mutfağının geleneksel yemeklerinden, ağırlığıyla ünlü domuz incik yemeğinin mucize yarattığına inanıyor:
“Domuz inciği yedik. Gerd Müller bir şişe şarabını içti, ben de buğday birası içtim. Geceyarısı gibi gidip yattık. Tabii karnımız tamamen şişmiş bir şekilde. Ve, biliyor musunuz, o dönem dört yılı aşkın bir süre boyunca kendi sahamızda oynadığımız hiçbir maçı kaybetmedik. Yani domuz inciğinde kesin birşeyler vardı. Sonra da incik yemek bir ritüel haline geldi.”
© Deutsche Welle Türkçe
Julia Büchler / Çeviren: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ayhan Şimşek