Alman bankaları, güven tazelemek istiyor

Aslında 2007 yılı, ticari Alman bankalarının altın yılı olabilir, hatta bazı bankalar kâr rekoru kırabilirdi. Ama dünya finans piyasasını altüst eden ABD’ndeki ipotek krizi bütün hesapları bozdu. Alman Bankalar Birliği Başkanı Klaus-Peter Müller, yüksek kâr beklentisiyle karşılıksız ipotek senetlerine yatırım yapan ticari bankaların kâbus geçirdiğini söylüyor:

“Durumun son derece kritik olduğunu ve finans krizinin bizi daha uzun süre meşgul edeceğini söylemek yanlış olmaz. Çalkantıları ne zaman ve nasıl aşacağımızı piyasalardaki gelişme gösterecek. 2008 de bankalar açısından zor bir yıl olacak.”

Yeniden güven kazanmak gerekiyor

Bu zor yılda ticari bankalara öncelikli olarak, kaybettikleri güveni yeniden kazanmak düşüyor. İpotek krizi aynı zamanda Alman bankacılık sisteminin zaaflarını ortaya çıkardı ve sağlam bankacılık prensiplerine ihtiyaç duyulduğunu gösterdi. Bankalar Birliği Başkanı Müller, anlaşılır ve denetlenebilir olmayan işlemlerden uzak durmak ve finans piyasalarında yüzde yüz garanti aranamayacağı bilinse de risk yönetimine önem vermek gerektiğini söylüyor:

“Ayrıntılı kurallar hazırlayarak bütün risklerin üstesinden gelinebileceğini sanmak saflık olur. Bu nedenle ticari bankalar uzun vadede prensiplere dayalı yönetime geçilmesinden yana. Bu formül genel stratejileri içeriyor. Nasıl futbolda adam markajından saha markajına geçince takımın her oyuncusuna daha fazla sorumluluk düşüyorsa, bankalarda da sorumluluğun daha geniş bir tabana yayılması söz konusu olabilir. Tabii bunun için de uzman kadrolara ihtiyaç var.”

Devlet, istikrar çıpası olabilir mi?

Ayrıntılı kurallar yerine nitelikli temel ilkeler formülünü benimseyen Alman bankaları devletin istikrar çıpası olamayacağını ve sadece sahibi olduğu bankalarda kriz yönetimine başvurması gerektiğini düşünüyor. Sistemi tehdit eden olumsuz gelişmelerde devletin kapısını çalmanın mali istikrarı tehdit edeceğini belirten Bankalar Birliği Başkanı ABD’dekinin aksine Almanya’da böyle bir durumun söz konusu olmadığını sözlerine ekliyor:

"Amerikan ekonomisinde büyümenin yavaşlaması ve dolar krizi doğal olarak bizleri de etkiliyor. Konjonktürü tehdit eden risklerde artış söz konusu. Yine de 2008’i yüzde 1,6’lık büyümeyle kapatacağımızı tahmin ediyorum."

Klaus_Peter-Müller bu oranın mevcut şartlara göre kötü sayılamayacağını ve Avrupa ekonomilerindeki istikrarın göstergesi olduğunu söylüyor. Bu oranın arttırılabilmesi için de, başta sağlık, bakım ve emeklilik sigortaları olmak üzere, ek ekonomik reformlar yapılmasını tavsiye ediyor.