Alman Bakan Göç Yasası’nı savundu

Federal Alman Parlamentosu’ndan sonra Cuma günü Eyalet Temsilciler Meclisi’nde de onaylanan Göç Yasası’ndaki değişikliklere göçmen kuruluşlanının tepkisi sürüyor. Essen kentindeki Türkiye Araştırmaları Merkezi (TAM) Başkanı Faruk Şen’in yeni uygulamaların ırkçılığı tetikleyi nitelikte olduğu yönündeki sözlerine Federal Almanya Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer şöyle cevap verdi: “Bu eleştiriyi çok net bir şekilde reddediyorum. Bu yeni yasa entegrasyona hizmet eden birçok yeniliği beraberinde getiriyor, gerek dil eğitimini, gerek entegrasyon kurslarını teşvik ediyor. Almanya’ya gelmeden önce dili öğrenme konusunda getirilen yeni düzenleme de entegrasyonu teşvik edici nitelikte."

Böhmer sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk kökenli organizasyonlar tarafından bir korkunun oluşturulduğunu düşünüyorum, çünkü insanların Almanya’ya gelmeden önce mükemmel Almanca bilmesi gerektiği gibi bir izlenim yaratılıyor. Aslında hedef basit cümlelerin kurulabilmesi ve kişinin 200 ila 400 civarında bir kelime hazinesine sahip olması. Yani amaç Almanya’ya yeni gelen kadınların alışverişe ve doktora gidebilecek ya da komşuları ile sohbet edebilecek kadar Almanca bilmeleri. Tabii Almanya’da da bu öğrendikleri dili geliştirmelerini umuyoruz.“

Ancak Almanya’ya gelmek isteyenlerin birçoğu Türkiye’de büyük şehirlerde yaşamıyor ve bu nedenle de Almanca öğrenme imkanları fazla değil. Böhmer Almanya’da birçok kişinin Almanca konuşabildiğini ve okuldaki aldıkları eğitimin Almanca seviyesini kanıtlamak için yeterli olacağını söylüyor.

Dil ve uyum kursları

Alman Bakan, “Ancak şu an için bu insanların yeterli Almanca bilip bilmediğine kimin, nasıl karar vereceği belirsiz: “Diğerleri için ise yeterli Almanca bildikleri ve bir kaç cümle konuşabildiklerini kanıtlamaları için bir yöntem bulunmalı. Bunun nasıl yapılacağı üzerinde şu an değerlendirmeler devam ediyor. Ancak farklı yöntemlerle Almanca öğrenilebilir. Elbette dil kursuna gitmek bir opsiyon. Ya da televizyon ve yeni medya yöntemi ile dil öğrenilebilir. Deutsche Welle’nin de sunduğu bir dil kursu var ve bu anlanda geniş deneyimleri bulunuyor. Almanya’dan insanların yakınları ve dostları geri döndüğünde, onlar sayesinde de dile bir giriş yapabilirler. Yani temel seviyede Almanca öğrenmek ve bunu kanıtlamak için bir çok yöntem bulunuyor“ diyor.

Uyum kursları ise anlaşmazlığın yaşandığı diğer bir nokta. Yeni yasa ile uyum kurslarına katılmayanlara para cezası verilebilecek. Ancak bu cezanın kaç kez verilebileceği ve bunun ne gibi bir yasal sonucu beraberinde getireceği belirsiz. Böhmer, bu kararın amacını ise şöyle açıklıyor: “Ceza olarak adlandırılan uygulama, inatla bu kurslara katılmayan kişilere uygulanacak. Bakın bir örnek vereyim: Almanya’da işe girmek isteyen biri, Çalışma Dairesi’nden Almanca bilmesi gerektiğine dair bir yazı alıyor. Bu aynı şekilde bilgisayar kullanmayı bilmeyen bir Alman için de geçerli. Yani uygulama bir Almana yapılan ugyulama ile aynı çünkü dil kursuna gitmeyen kişi de ileride işe girmekde başarılı olamayacaktır.“

Böhmer aynı zamanda, Almanya Türk Toplumu ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği‘nin (DİTİB) İkinci Uyum Zirvesi’ne katılmak istememesine şaşırdığını, çünkü DİTİB ciddi bir işbirliği yapıldığını söylüyor.