1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AIDS durdurulamıyor!

Cornelia Rabitz / DW1 Aralık 2003

1 Aralık, Dünya AIDS Günü. BM’nin verilerine göre, dünyada AIDS’e yol açan HIV virüsünü taşıyanların sayısı 40 milyona varıyor. İlaçların pahalı olması nedeniyle de HIV virüsü hızla yayılmaya devam ediyor.

https://p.dw.com/p/Aaoh
AIDS'e yol açan HIV virüsünün yayılmasını önleyen ilaçlara ulaşmak pahalı olması nedeniyle oldukça zor

Sanayileşmiş zengin toplumlarda HIV virüsünün AIDS hastalığına dönüşmemesi için, taşıyıcıların bağışıklık sistemini güçlendiren pahalı ilaçlar ölüm oranlarını son yıllarda bir ölçüde azalttı. Ancak ‘kombinasyon’ olarak adlandırılan bu yeni ilaç türlerinin son derece pahalı olması nedeniyle virüs yayılmaya devam ediyor. Sahra Çölü‘nün güneyindeki Afrika ülkeleri ile eski Doğu Bloku ülkelerinde virüs hızla yayılıyor.

Sadece Afrika’nın güneyinde dört buçuk milyon insan HIV virüsüne yakalanmış. Günde 700 kişi AIDS hastalığından ölüyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nde bir milyon insanın HIV’li olduğu, Brezilya’da 600 bin kişinin virüsü taşıdığı bildiriliyor. Özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde AIDS durdurulamıyor. Almanya’da bile yılda iki bin kişiye daha HIV bulaşıyor. Türkiye’de de HIV virüsü taşıyanların sayısı hiç azalmadı, son yıllarda hep artıyor. Resmi verilere göre, geçen yılın sonunda 1500 kişinin HIV’li olduğu tahmin ediliyordu.

Hastalığın kesin tedavisi yok

Bu sayıların herbirinin ardında, tek tek birer kader, çile çeken birer insan, belki de acı içindeki bir aile yatıyor. Yoksulluk, dışlanma ve umutsuzluk yatıyor. HIV virüsü ve AIDS hastalığı konusunda tıp dünyasındaki gelişmeler ne kadar umut verici olsa da bugün elimizde kesin bir sonuç yok, bu hastalığın tedavisi yok. Vücut direncini güçlendirmeye yarayan ve virüsü kısmen yenebilen ilaçlar dünyanın birçok bölgesinde ya çok pahalı ya da hiç yok. Yoksulluk, geri kalmışlık ve AIDS hastalığı adeta kol kola.

Dünya AIDS Günü öncesinde radyolar, televizyonlar, gazete ve dergilerde konu ayrıntılarıyla işleniyor. Ancak buna rağmen dünyanın birçok bölgesinde insanlar HIV ve AIDS hakkında hiçbir şey bilmiyor, yeterince bilgilenemiyorlar. Bilgi akışının başarılı olduğu modern batılı toplumlarda ise ilaçların varlığı birçok insanın umursamaz bir tavır takınmasına ve cinsel ilişkilerde prezervatiflerin tercih edilmemesine yol açıyor. Ayrıca hala HIV ve AIDS’in belirli bir gruba – örneğin eşcinsellere – özel bir hastalık olduğunu düşünenler de var. Halbuki istatistikler bunun hiç de öyle olmadığını çok açık bir şekilde gösteriyor.

Tabu yıkılıyor

Peki o halde Dünya AIDS Günü binlerce anma gününden sadece biri mi? Toplumun sosyal nabzı artık çok mu yavaş atıyor? Artık dert etmez mi olduk bu tür konuları, AIDS’in küreselleşmenin basit bir yan etkisi olduğunu mu düşünüyoruz?

Belki de evet. Ama bu virüsü ve hastalığın artık sadece taşıyıcıların, uzmanların, yardım kuruluşlarının değil, tüm dünyanının, tüm insanlığın gündemine girdiğini görüyoruz. On yıl önce AIDS hakkında konuşmak adeta bir tabu iken, bugün konu politikacılar tarafından ele alınıyor, insanlar AIDS hakkındaki önyargılarını yavaş yavaş gideriyor ve konu tabu olmaktan çıkıyor. Bu da HIV virüsünü taşıyan ya da AIDS ile yaşayan kişilerin saygın bir biçimde yaşamalarının hatta saygın bir biçimde ölmelerinin mümkün olabileceği ümitlerini yeşertiyor.