AİHM kimlikteki din ibaresini inceliyor
5 Şubat 2008Davacı Sinan Işık, 2004 yılında İzmir'de mahkemelere başvurup, nüfus cüzdanının din hanesinde yer alan "İslam" ibaresinin "Alevi" olarak değiştirilmesini istemiş, ancak mahkemeler, Diyanet İşleri'nin "Alevilik bir din değil İslam'ın bir yorumudur" açıklamasını temel alarak, bu talebe olumsuz yanıt vermişlerdi. Bu hüküm 21 Aralık 2004 tarihinde Yargıtay tarafından da onanmıştı.
Yargıtay kararı sonrası 2005 yılında AİHM'ye başvuran Sinan Işık, nüfus cüzdanındaki "İslam" ibaresinin "Alevi" olarak değiştirilme talebinin reddedilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9'uncu maddesine aykırı olduğunu savunuyor.
Adil yargılanma ihlali iddiası
Davacı, Türk mahkemelerinin Diyanet İşleri'nin görüşünü alarak bu konuda hükümde bulunmasının da AİHS'nin adil yargılanmayla ilgili 6'ıncı maddesiyle uyuşmadığı görüşünde.
Sinan Işık, Aleviliği tanımayan Diyanet'in, konu hakkında görüş belirtme yetkisi bulunmadığını, bu konuda yetkili olabilecek organın Alevi-Bektaşi Federasyonu olduğu tezini de işliyor. Yine bu tezlerden yola çıkarak, Aleviliği tanımayan bir kuruma Alevilik hakkında görüş sorarak, Türk mahkemelerinin Alevilere karşı ayrımcılık yaptığını da söylüyor.
Nüfus cüzdanındaki din ibaresi
Davayı görmeye başlayan AİHM, Türk hükümeti ve davacının avukatına bir dizi soru yöneltti. Mahkeme, ilk olarak, davacının nüfus cüzdanındaki din ibaresinin değiştirilmesine yönelik talebin reddinin, AİHS'nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili maddesiyle uyumluluğu konusunda taraflardan görüş istedi.
Mahkeme, nüfus cüzdanlarındaki din ibaresinin AİHS ile uyumlu olup olmadığı konusunda tarafların savunmalarını da istedi. Mahkemenin genel içtihadı, bu ibarenin sözleşmeyle uyumlu olmadığını gösteriyor.
Diyanet’in görüşü
Mahkeme, Diyanet'in görüşü temelinde alınan bir mahkeme kararının, AİHM içtihatlarında belirtidiği gibi, devletin değişik din ve inançlara karşı tarafsızlık mecburiyeti ilkesiyle uyumlu olup olmadığı konusunda da Türk hükümetinin görüşünü öğrenmek istiyor.
Sinan Işık davası kimlik kartları üzerindeki din ibaresinin AİHS ile uyumluluğu konusunda yapılan ilk başvuru olması bakımından önem taşıyor. Dava sürecinde Türkiye'de devletin laiklik anlayışı konusunun gündeme gelme olasılığının yüksek olduğu söylenmekte.
Türkiye'nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi'ne bağlı "Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komsiyonu" (ECRI) da 2005 yılında yayımladığı bir raporda, Ankara'dan, nüfus cüzdanlarındaki din ibaresinin çıkarılmasını sağlayan bir mekanizmayı en kısa sürede hayata geçirmesini istemişti.