1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Daha kaç kere özür dilenecek?'

22 Şubat 2012

Afganistan'daki bir Amerikan askerî üssünde Kur'an-ı Kerim nüshalarının yakılması üzerine başlayan protestolarda en az 9 kişinin öldüğü bildiriliyor. Olayla ilgili Alman Radyolar Birliği'nden Sandra Petersmann'ın yorumu:

https://p.dw.com/p/147u6
Fotoğraf: Reuters

Özür dileniyor. Hep özür dileniyor. Sivillerin öldüğü hava saldırıları için... Gülerek cesetlerin üzerine işeyen ya da savaş ganimeti diye, öldürdükleri düşmanlarının parmaklarını kesen askerler için... Veyahut kutsal kitap Kur'an-ı Kerim'i yakan askerler için... Batılı politikacılar ve generaller, Afgan halkından daha kaç kere özür dileyecek? Ve bu özürler artık ne kadar anlam ifade ediyor?


Uluslararası birliklerin Afganistan misyonu 11'inci yılında. Uluslararası Güvenliğe Destek Gücü’ne (ISAF) komuta eden NATO, sürekli Afgan halkının aklına ve kalbine seslenmenin önemini vurguluyor. Tüm yetkililer, ülkeye ne kadar birlik gönderilirse gönderilsin, misyon ne kadar sürerse sürsün, halkın desteği olmadan Afganistan’da barış ve kalkınmanın mümkün olmadığının bilincinde. Tüm ISAF askerlerinin Afganistan’ın çok muhafazakâr ve dindar bir ülke olduğunu ve tüm tehlikelere rağmen duyarlı hareket etmek gerektiğini bilmesi gerek. Afganların, 30 yılı aşkın bir süredir savaş ve şiddetle iç içe yaşadığını bilmeleri lazım. Bu ortam insanlar üzerinde iz bırakıyor, güvensizlik yaratıyor ve insanların daha da dindar olmasına yol açıyor, zira inançları tutunabilecekleri bir dal oluyor. Batılı birliklerin, korumakla yükümlü oldukları bu halk hakkında tüm bunları bilmeleri gerek. Buna rağmen yine de hatalar yapılıyor, kültürel ve dinî yanlış anlaşılmalar oluyor, görev başındayken kasıtlı olarak kurallar çiğneniyor.

Bu hataları yapanlar 50’ye yakın milletten 130 binden fazla asker arasında azınlıkta olsalar da, davranışlarıyla tüm Afganistan misyonuna gölge düşürüyor, güven ortamının oluşmasına engel oluyor ve Afgan halkının Birleşmiş Milletler kararıyla ülkeye gelen ISAF birliklerinin bir işgal gücü olduğuna inanmasına neden oluyor. ABD’ye ait Bagram Üssü’nde meydana gelen olay, görev başındayken hata yapanların özellikle ABD askerleri olduğunu gösteriyor. ABD’nin ülkede en fazla askere sahip olması, buna gerekçe olamaz. Amerikan birliklerinin eğitimini, hazırlığını ve duruşunu sorgulamak gerek.
 


İnsanın aklına Irak’ta yaşanan benzeri olaylar geliyor. ISAF birliklerinin komutanı ABD’li General John Allen, tüm askerlerin 3 Mart tarihine kadar kültürel ve dinî bir eğitimden geçirileceğini ve böylelikle herkesin Kur'an'a zarar vermenin Müslümanlar için ne kadar büyük bir günah olduğunu anlamasının sağlanacağını açıkladı. Bu bir suçun itirafı aynı zamanda. Ama yaşananları unutturur mu, bilinmez. Batı’nın niyetinden şüphe duyan Afganların sayısının arttığı ise çok daha muhtemel. Taliban gibi radikal dincilerin de kızışan bu ortamı kendi çıkarlarına kullanması kolaylaşıyor.

Bagram’da dinî kitapları bilgisizlikten ya da aptallıktan yakmak isteyen birkaç Amerikan askeri, ISAF birlikleri ile Afgan halkının arasını daha da açtı. Eğer en baştan açıkça dile getirilmiş hedefler ve talimatlarla çerçevesi çizilmiş ortak bir Afganistan stratejisi olsaydı, birçok hatanın ve eğitim eksikliğinin önüne geçilebilirdi.

© Deutsche Welle Türkçe

Sandra Petersmann / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Ercan Coşkun