Ada’da diyalog süreci
1 Temmuz 2008Ada’da taraflar arasında başlayan görüşme süreci kapsamında bugün iki kesimin liderleri tekrar biraraya geldi. Görüşme, 21 Mart mutabakatı çerçevesinde, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Taye-Brook Zerihoun'un BM kontrolündeki ara bölgede bulunan konutunda yapılıyor.
Mehmet Ali Talat ve Dimitri Hristofyas’ın 21 Mart mutabakatı uyarınca yaptığı görüşmeden tarafların beklentileri arasında farklılık bulunuyor. Kıbrıs Türk tarafı, görüşmenin konusunun, ''tam teşekküllü çözüm müzakerelerini başlatmak'' olduğunu açıklarken, Kıbrıs Rum tarafı ise ''müzakerelerin temelinin netleştirilmesine çalışılacağını'' duyurdu. Türk tarafı, ''doğrudan müzakerelere hazır olduğunu'' dile getirirken, Rum yönetimi sözcüsü Stefanos Stefanu, dün yaptığı açıklamada, ''doğrudan müzakerelerin gerekli koşullar oluştuğu zaman başlayabileceğini'' söyledi.
Görüşmenin gündemi
Liderler, görüşmede, 21 Nisan’da faaliyetlerine başlayan çalışma grupları ile teknik komitelerin bugüne kadar olan çalışmalarını da gözden geçirecek. Görüşmede, ayrıca çözüm müzakerelerinin başlayıp başlamayacağı ya da ne zaman başlayacağı ile Rum tarafının müzakerelerin ertelenmesi yönündeki talebinin netlik kazanması bekleniyor.
Talat ve Hristofyas, 21 Mart ve 23 Mayısta resmi olarak, BM kontrolünde bir araya gelmişti. Liderler 23 Mayıstaki görüşmede, çalışma grupları ve teknik komitelerin çalışmalarını gözden geçirmek üzere Haziran ayının ikinci yarısında yeniden bir araya gelmeyi kararlaştırmış, ancak Hristofyas'ın yurt dışı ziyareti nedeniyle Haziran ayında görüşme olmamıştı.
Kilit sorunlar aşılamadı
Görüşme süreci devam etmesine rağmen Kıbrıs sorununun özünü oluşturan görüş ayrılıklarında yakınlaşma sağlanamadı. Mülkiyet sorunu, Kıbrıs’taki Türk askeri birliklerinin mevcudiyeti ve iki kesimin hangi temelde birleşeceği, üzerinde uzlaşma sağlanamayan sorunlar. Kıbrıs ve yeni diyalog süreci, Almanya’da, Friedrich Ebert Vakfı tarafından düzenlenen bir toplantının da konusuydu.
Görüşme sürecinin tarafların inisiyatifiyle gelişmiş olmasını önemseyen emekli Alman büyükelçi Peter Wittig, şu değerlendirmeyi yaptı: “Görüşme süreci şimdiye kadar taraflarca yönlendirildi. Birleşmiş Milletler bu süreçte sadece arabulucu olarak görev aldı. Bu bakımdan, ortada, geçmişteki görüşmelere kıyasla, önemsenmesi gereken olumlu bir farkın varlığından söz etmek doğru olur.”
Kıbrıslı muhalefet liderinin itirazı
Kıbrıs’ta ana muhalefetteki Demokratik Seferberlik Partisi'nin (DİSİ) Başkanı Nikos Anastasyadis, Talat ve Hristofyas’ın 3 Mayıs'taki görüşmelerinde iki kesimli, siyasal eşitliği olan federal bir çözüm konusunda anlaştıklarını hatırlattı. Anastasyadis, iki kesimin yeni bir federal devlet çatısı altında mı yoksa var olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı niteliğinde mi birleşeceği konusunun tartışmalı olduğuna dikkat çekti:
“Yeni bir devletin kuruluşunu onaylamamız halinde önce bağımsız bir devlet sıfatıyla masaya oturabilmek için Kuzey Kıbrıs’ı devlet olarak tanımamız gerekir. Ancak Kıbrıslı Türk politikacıların sürekli Çekoslavakya ve Kosova örneklerini gündemde tutmaları rastlantı değil. Bunlar, geçici olarak federasyon kurduktan sonra ilerleyen aşamada federasyondan ayrılıp bağımsızlıklarını ilan etme niyetlerini açıkça ortaya koyuyor.”
Kıbrıslı Türkler "yeni devlet" istiyor
Kuzey Kıbrıs lideri Mehmet Ali Talat'ın danışmanı Kutlay Erk ise federal çözüme yeni devlet kurulması suretiyle ulaşılmasını savundu:
“Beğensek de beğenmesek de, her iki kesim de 30 yıllık ayrılık süresince farklı bir gelişme kaydetti. Kıbrıslı Türkler, kuzeyde kendi yapılanmalarını kurdular. Kendi üniversitelerimiz, kurumlarımız ve diğer faaliyetlerimiz var. Yeni bir devlet değil de varolan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni dönüştürmekle yetinilmesi halinde, Kuzey Kıbrıs’ın bugüne kadar getirmiş olduğu faaliyetler geçersiz olacaktır.”
Downer BM Kıbrıs Özel Temsilcisi
Bu arada Avustralya Başbakanı Kevin Rudd, eski Dışişleri Bakanı Alexander Downer’ın, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs özel temsilciliği görevini kabul ettiğini söyledi. Rudd, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile yaptıkları görüşmede, Downer’ın bu göreve getirilmesini ele aldıklarını belirterek, bunun BM için önemli bir görev olduğunu düşündüklerini ve kendilerinin de Downer’ın bu görevlendirilmesinin tamamen arkasında olduklarını söyledi.