1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'nin yeni göç antlaşması

Susanne Henn17 Ekim 2008

AB devlet ve hükümet başkanları, “Avrupa Göç ve İltica Antlaşması“nı kabul etti. Antlaşma, yasal göç, kaçak göç, sınır kontrolleri, iltica politikası ve AB'nin üçüncü ülkelerle ilişkileri düzenliyor.

https://p.dw.com/p/FcBS
Avrupa Birliği dışındaki sınırlarda kontrollerin daha fazla yoğunlaştırılmasını istiyor
Avrupa Birliği dışındaki sınırlarda kontrollerin daha fazla yoğunlaştırılmasını istiyorFotoğraf: AP

Bir yandan azalan nüfusu nedeniyle göçmenlere ihtiyaç duyan Avrupa Birliği, öte yandan da kaçak göçmenlere karşı mücadele veriyor.

Kabul edilen Göç Anlaşması, Avrupa Birliği’nin bütün kararlarını destekliyor ancak içeriğine bakınca çok az şeyin yeni olduğu görülüyor. Devlet liderleri ise gelecekte göçmen işçiler, iltica ve sınır dışı gibi konularda daha iyi bir işbirliğine hazır olduklarını beyan ettiler. Malta Dışişleri Bakanı Tonio Borg ise, yeni anlaşmayı şu sözlerle anlattı: "Bu sonuçta bir kağıt, ancak önemli bir belge. Biz bu antlaşmanın uygulanıp uygulanmadığını görmek için sürekli teyakkuz halinde olacağız. Gelecek yıl bazı sonuçlarını görebileceğimizi umut ediyoruz. Bu tabii göç sorunu bir anda çözülecek anlamına gelmiyor. Ayrıca, bu antlaşmanın her derde deva olması da beklenmemeli.“

5 hareket planı içeriyor

15 sayfalık “Avrupa Göç ve İltica Antlaşması“ beş hareket alanını kapsıyor. Yasal göç, kaçak göç, sınır kontrolleri, iltica politikası ve Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle ilişkileri. Bu, birileri için Avrupa’da daha çok iş fırsatı anlamına gelirken, diğerleri için ise daha fazla sınır dışı edilme korkusu ifade ediyor. Avrupa Birliği, kaçak göçmenlerin geri gönderilme sürecinde söz konusu ülkelerle daha yakın işbirliği yapılmasını ve Avrupa Birliği dışındaki sınırlarda kontrollerin daha fazla yoğunlaştırılmasını istiyor.

Geçen yıl 22 bin iltica talebi geldi

Daha önce kaçak göçmenlere verilen ikamet izni ile igili tartışmalar yaşanmıştı. Fransa bu uygulamaya metinde daha sert ifadelerle yer verilmesini istemişti, ancak İspanya’nın isteğiyle bu madde hafifletildi.

Yine de bir oylama gerekli olacak, çünkü ulusal göç kuralları Avrupa Birliği içerisinde pek tutarlı değil. Özellikle Schengen devletlerinde pasaport kontrolü olmaksızın geçiş hakkı tanınıyor. Dahası dünya genelinde yapılan iltica başvurularının üçte ikisi Avrupa Birliği’ne yapılıyor. Bu sayı geçen yıl 22 binin üzerindeydi. Ve Avrupa Birliği içinde her ülke farklı kabul kriterlerine sahip. Örneğin bir ülkede iltica talebi reddedilen biri başka bir ülkede kabul edilebiliyor.

Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Üyesi Silvana Koch-Mehrin görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Şu ana kadar her ülkenin kendi politikalarını yaptığını görüyoruz. Örneğin gerekli evraklara yasal olarak sahip olmasalar da o insanların o ülkede yaşamasına olanak verecek düzenlemeler yapılması buna bir örnek. Fakat ihtiyacımız olan nitelikli insanlara yön veren, ortak bir göç politikası yok. Bütün bu sorunlara yanıt veren bir düzenleme yapılması gerekirdi ancak ne yazık ki bu yapılamadı."

Yasal bağlayıcılığı yok

Önemli bir nokta da “Avrupa Göç ve İltica Antlaşması“nın yasal olarak bağlayıcılığının olmaması. Ve her devlet gelecekte kendi göç politikalarından sorumlu olacak. Malta Dışişleri Bakanı Borg yine de umutlu olduğunu söylüyor: "Bu anlaşmanın gönüllü olarak kabul edilmesi daha iyi olur. Avrupa Komisyonu aynı zamanda bu mekanizmanın işleyişini denetleyecek. Çok önce Malta pek çok devletin kapısını çalmıştı ve bunu yapmaya devam edecek. Ve şimdi bu konuda Komisyon’un güvenini kazanmış ve desteğini de almış olacağız.“