“ABD-İngiltere ittifakının sonu”

Bazı olayların tesadüfen gerçekleşmesine inanmak güç. İngiliz birlikleri, gönüllü mahkumlar gibi yaşadıkları ve sürekli Şii militanların saldırılarına hedef oldukları Basra Sarayı'ndan çıkarak, kentin kontrolünü Irak askerlerine bıraktı. 550 asker, gece karanlığında ve büyük bir gizlilik içersinde 5 bin İngiliz askerinin bulunduğu, Basra Havaalanı dışındaki ana üsse çekildi.

Aynı gün ABD Başkanı George Bush Anbar’da, askerlerine seslendi. Ziyareti her zamanki gibi büyük bir gizlilik içersinde planlandı ve gazetecilere “sus” emri verildi. Bir ülkeyi kurtarma iddiasında olan Başkan’nın ziyareti pek böyle olmamalıydı.

Ziyaret, Irak raporunun Kongre’de açıklanmasına bir hafta kala ve Bush’un Irak stratejisini gözden geçirmesi öncesinde gerçekleşti. Bush, Ocak ayında Demokratların itirazlarına karşı koyarak 29 bin Amerikan askerini daha Irak’a göndermişti. Ona göre silahlanma, Saddam’ın devrilmesinden bu yana dört yıl geçmesine karşın gözlemlenemeyen, başarıyı sağlayacak. Oysa ki sadece Ağustos ayında en az 1800 sivil hayatını kaybetti.

Bush’un stratejisi tam olarak anlaşılamazken, İngilizlerin emin adımlar ve kararlılıkla hareket etmesi dikkat çekiyor. Ülkenin güneyindeki 5 bin İngiliz askeri tek bir merkezde toplandı.

Amerikalılar, Irak’ta belirsizlik ve Amerika’da askerlerin Irak’ta görev yapmasına dönük itirazlar arttıkça Irak’a daha çok asker sevkediyor. İngilizler ise aynı koşullarda farklı hareket ediyor. Zira İngiltere asker çekmeye başladı bile.

İngiltere Başbakanı Gordon Brown “Savaş Başbakanı” olarak anılan Tony Blair’in gölgesinden sıyrılarak bu sefer yakın bir zaman içersinde seçimler yoluyla ülkenin başbakanı olmak istiyor. İçerde kazanım sağlayacak bir asker çekme hamlesi bu süreçle uyum içersinde görünüyor.

Ancak İngiltere’nin Basra’dan askerlerini çekmeye başladığı ve Bush’un Irak ziyaretinin gerçekleştiği gün, Amerikan- İngiliz ittifakı için bugüne kadar hiç yaşanmamış bir tehlikeye işaret ediyor. Şayet İngilizler ülkenin güneyinden çekileceklerse, o zaman Amerikan askerlerinin ihtiyaçlarını kim güvence altına alacak.

Biraz daha geleceği öngörmeye çalışırsak o zaman 160 bin Amerikan askerinin geri çekilmesi sözkonusu olduğunda onların güvenliğini kim sağlacak? Kesin olan tek bir şey var. O da Irak’ta, İngiliz-Amerika dayanışmasından sözetmenin artık mümkün olmadığı. Bu nedenle Irak’taki Amerikan askerlerinin bugüne kadar hiç olmadığı kadar tehdit altında olduğunu söylemek mümkün.