ABD Başkanlık yarışında Irak tartışması
20 Mart 2008John McCain, Hillary Clinton, Barack Obama... Seçim kampanyasında Irak savaşı adayların dilinden düşmüyor. İlk bakışta son derece açık ve tutarlı görünen mesajlar veriliyor. Obama ve Clinton Amerikan ordusunu Irak’tan çıkarmak istiyor. Cumhuriyetçi McCain ise ordunun gerektiği kadar Irak’ta kalmasından yana. Adayların Irak ile ilgili seçim vaatlerinin ardında yatan gerçek stratejilerine gelince.
Eski Vietnam muharibi McCain Irak savaşından yanaydı. Seçim kampanyasında durmadan, Demokrat rakiplerinin talep ettiği gibi Irak’tan çıkılmasının vahim sonuçlara yol açacağını anlatıyor:
“Dostlarım bu ne demektir, biliyor musunuz? Teslim olmaktır. Demokratların iki adayı da teslim bayrağını açmaktan yana.”
McCain’den bozgun uyarısı
McCain Irak serüvenine son verilmesinin, El Kaide ile İran’ın zaferi, ABD’nin ise bozguna uğraması anlamına geleceğini söylüyor. 71 yaşındaki Senatör güvenliği sağlamak üzere Irak’a daha fazla asker sevketmek istiyor. Güvenlik olmadan siyasi ve ekonomik reformların başarılamayacağını savunuyor ve kamuoyuna, Irak’ta başarıya ulaşmanın mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyor: “Başarılıyız. Irak’taki birliklerin takviyesini istemekle siyasi kariyerimi tehlikeye attım. Konumuz, çekilme takvimi değil. Biz zaferi ve zafere ulaşmak için nelerin gerektiğini konuşuyoruz.”
Önemli olan Irak'ta zafere ulaşmanın ne anlama geldiği. Bu zaferin daha ne kadar insan hayatına, zamana ve paraya malolacağı. Rakipleri ise ‘Irak’tan çıkalım’ diyor. Barack Obama 2009 sonunda Irak’ta tek bir asker kalmamasını istiyor: “Kesin bir tarih koymalı ve ciddi olduğumuza Iraklılar’ı inandırmalıyız. Şii, Sünni ve Kürtler’in kafa kafaya vermelerini sağlamalı ve ne kadar ciddi olduğumuzu onlara anlatmalıyız.”
Obama’nın esnekliği
Başından beri Irak savaşına karşı çıkan Obama, askeri birlikleri çekme tehdidiyle ülkedeki siyasi ve dini gruplara karşılıklı taviz verdirtmeye ve onları İran, Suriye ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle görüşme masasına oturtmaya çalışıyor. Ama neyin müzakere edileceği, Suriye ve İran gibi ülkelerin yapıcı davranmaya nasıl ikna edileceği belli değil. Irak’ta ne kadar asker bırakacağını da açıklamayan Barack Obama genel ifadelere sığınıyor ve ‘kim bilir, ben başkan oluncaya kadar belki çok şey değişir’, diyor: “Silahlı kuvvetler başkomutanı olursam, Amerika’nın çıkarları doğrultusunda ve yeni bilgilerin ışığında kararlarımı değiştirebilirim.”
Bu da, Obama’nın başkan seçildikten sonra, askeri birliklerin Irak’tan çekilmesinin milli menfaatlere ters düşeceği kanaatine varabileceği anlamına geliyor. Obama gibi Hillary Clinton da seçim kampanyasında bu tezi ön plana çıkarmıyor ve başkan olduktan sonra Irak’tan hızla çekilmeye başlayacaklarını anlatıyor: “60 gün zarfında birlikleri geri çekmeye başlayacağım. Duruma göre ayda bir ila iki tugay çekebiliriz. Bir yıla kadar da Irak'ta askerimiz kalmaz.”
Clinton muğlak
Ama bu sözler sadece muharip birlikler için geçerli. Bayan Clinton Amerikan büyükelçiliğinin korunması ve terör ile mücadele eğitimi için bazı birliklerin Irak'ta kalabileceğini gizlemiyor. Muğlak ifadeler kullanıyor. Obama da o da, Irak’ta tek Amerikan askerinin kalmayacağı tarihi açıklamaya yanaşmıyor. Açık konuşmamaları onların bu karmaşık anlaşmazlıktaki siyasi hareket alanlarını genişletiyor. Çok ama çok genişletiyor.