1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Dönem Başkanlığını Slovenya devralıyor

Bernd Riegert25 Aralık 2007

Avrupa Birliği’nin altı ayda bir dönüşümlü olarak el değiştiren Konsey Dönem Başkanlığı 1 Ocak'tan itibaren Slovenya'ya geçiyor. Kosova krizini çözmeyi hedefleyen Slovenya, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini destekliyor.

https://p.dw.com/p/Cg6W
Slovenya’nın dönem başkanlığı, Türkiye’de Birliğe karşı sarsılan güvenin yeniden oluşturulması açısından önem taşıyor.
Slovenya’nın dönem başkanlığı, Türkiye’de Birliğe karşı sarsılan güvenin yeniden oluşturulması açısından önem taşıyor.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Slovenya, Avrupa Birliği’nin beşinci en küçük ülkesi. Kuzeyinde Alp Dağları ile çevrili, güneyinde Adriyatik Denizi’ne kıyısı olması nedeniyle pek çok iklimin bir arada yaşandığı bir ülke. Aynı gün içersinde kayak yapıp, sonra da denize girmek mümkün. Bu nedenle Slovenya’ya her yıl neredeyse nüfusu kadar turist geliyor. Ancak bu doğal güzellikleriyle ünlü ülkeyi, önümüzdeki günlerde sadece turistler değil, pek çok bakan ve politikacı da ziyaret edecek. Çünkü Slovenya 1 Ocak itibariyle Avrupa Birliği Konsey Dönem Başkanlığı’nı devralacak. Slovenya, 1991’de Yugoslavya’nın parçalanmasının ardından bağımsızlığını ilan etti. Kendisiyle birlikte bağımsız hale gelen diğer Balkan ülkeleri arasında bir tek Slovenya AB üyesi olabildi.

Dışişleri Bakanı Dimitri Rupel ülkesinin ayrı bir özel durumu daha olduğunu belirtiyor: “Slovenya AB’ye yeni katılan ülkeler arasında dönem başkanlığını alacak ilk ülke. Bizim için bu tarihi bir proje. Bizim dönem başkanlığı deneyimimiz yok. Bu nedenle olağandışı bir çaba sarfedeceğiz.”

Dimitri Rupel, Balkanlar’daki krizi çözmeyi hedeflediklerini belirtiyor.
Dimitri Rupel, Balkanlar’daki krizi çözmeyi hedeflediklerini belirtiyor.Fotoğraf: picture-alliance/dpa


Bin konferans

Slovenya’da dönem başkanlığı nedeniyle önümüzdeki altı ay içersinde yaklaşık bin konferans düzenlenecek. Nüfusu sadece 2 milyon olan ülke, yeterli elemanı olmadığından, organizasyonlar için diplomat kadrosunu Fransa’dan getirtiyor. Tüm hazırlıklarını tamamlayan Slovenya’nın dönem başkanlığı programı da hazır: Kosova Arnavutlarının bağımsızlığı, Sırplarla AB üyelik görüşmelerinin başlaması ve diğer Balkan ülkelerinin de Birliğe alınması.

Dışişleri Bakanı Dimitri Rupel, Balkanlar’daki krizi çözmeyi hedeflediklerini belirtiyor: “Biz Slovenya’da inanıyoruzki Yugoslavya döneminden kalma krizin artık acilen çözülmesi gerekiyor. Bu kriz 1991’de Devlet Başkanı Miloseviç’in Slovenya’ya saldırısı ile başladı. İnanıyoruz ki çözüm, 2003 yılında Selanik’de söz verildiği gibi, Balkanların batısının AB’ye entegre edilmesi ve Birliğin genişlemesidir.”

Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitri Rupel, dönem başkanlığını, "Bizim için bu tarihi bir proje" diye niteliyor.
Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitri Rupel, dönem başkanlığını, "Bizim için bu tarihi bir proje" diye niteliyor.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitri Rupel, Kosova’nın kendi başkanlıkları döneminde bağımsızlığına kavuşacağına kesin gözüyle bakıyor. Ocak ayında AB Dışişleri Bakanları’nın kararıyla, kurulum aşamasında destek vermek üzere, 2 bin kadar polis, yargıç ve memurun Kosova’ya gönderilmesi düşünülüyor.

”Kıbrıs Cumhuriyeti ile mücadele”

Dimitri Rupel, Kosova Arnavutlarının tek taraflı bağımsızlığına karşı çıkan Kıbrıs Cumhuriyeti ile de mücadele edeceklerini dile getiriyor: “Sizi temin ederim ki, Kosova’nın özel durumu konusunda Kıbrıs ve karşı çıkan diğer ülkeleri ikna etmek için Slovenya çaba sarfedecek. Biz bu konuda tam bir birlik sağlanmasını istiyoruz ve bunun içinde mücadele vereceğiz.”

Kosova Arnavutlarının bağımsızlığına, Türkiye’ye ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklere örnek teşkil eder diye karşı çıkan ülkelerin başında Fransa geliyor. Türkiye’nin AB’ye üyeliğine karşı tavrını net bir şekilde gösteren Fransa, önümüzdeki altı ay içersinde yeni Konsey Dönem Başkanı ile uzlaşmazlık yaşayacak. Çünkü Slovenya, Türkiye’ye destek vereceğini açıkca ortaya koydu. Bu nedenle Slovenya’nın dönem başkanlığı, Türkiye’de Birliğe karşı sarsılan güvenin yeniden oluşturulması için de ayrı bir önem kazanıyor.