AB dışişleri bakanları Türkiye'yi görüşüyor
1 Eylül 2005İngiltere’de bugün başlayan iki günlük AB dışişleri bakanları toplantısının en önemli tartışma konusu, Kıbrıs’ın tanınması talebinin nasıl formüle edileceği. AB Dönem Başkanı İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, Avrupalı meslektaşlarından Türkiye’nin deklarasyonu konusunda görüşlerini bildirmelerini istedi. Kıbrıs Rum yönetimi ise bu konuda bir uzlaşmaya varılmadan müzakere çerçevesinin tartışılamayacağını, dolayısıyla müzakerelere başlanamayacağını savunuyor.
Ancak genel tavır, müzakerelerin 3 Ekim’den ileri bir tarihe ertelenemeyeceği yönünde. Kıbrıs Rum yönetimi, Fransa’nın desteğiyle tanıma şartı getirmek ve bunu bir takvimle garantiye almak istiyor. Rum yönetimi, Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanıması konusunda bir takvim sunması talebini dünkü daimi büyükelçiler toplantısında gündeme getirdi. Diğer ülkeler ise yangına körükle gidilmemesi ve deklarasyon savaşından kaçınılması gerektiği uyarısında bulundu.
Avusturya müzakerelere karşı değil
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan bir başka ülke olan Avusturya ise müzakerelere başlanmasına karşı değil. Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel bugün bir demecinde, müzakerelerin uzun vadede tam üyelikle sonuçlanabileceğini, ancak bunun zorunlu olmaması gerektiğini belirterek, alternatifin Norveç ve İzlanda örneğinde olduğu gibi Avrupa ekonomi bölgesine sıkı bağlarla bağlanması olabileceğini belirtti.
Dönem Başkanlığı’nı Ocak ayında İngiltere’den devralacak olan Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik de müzakerelerde dürüst olunması gerektiğini, AB’nin genişleme kapasitesinin gözönünde bulundurulması gerektiğini belirterek, imtiyazlı ortaklığı çağrıştıran bağlardan bahsetti. Plassnik, “İlişkilerimizdeki şu anki durumla acele bir üyelik arasında daha pekçok imkan olması gerek. Aslında bu imkan gerçekten de var. Tam üyeliğe bir alternatifin bulunması gerektiğini hep söyledik. Bu görüşü bir mektupla Avrupalı meslektaşlarıma da ilettim“ diye konuştu.
Fischer: Verilen sözler tutulsun
Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ise bu sabah Neue Osnabrücker gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’ye 17 Aralık’ta verilen sözün tutulmasını, ve Avrupalı liderlerin oybirliğiyle oluşturdukları müzakere çerçevesinden sapılmamasını umduğunu belirtti.
Bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye’ye karşı direniş olduğunu belirten Fischer, İngiliz Dönem Başkanlığı’nın tüm deneyimlerini ortaya koyarak kabul edilebilir bir çözüm bulacağına emin olduğunu belirtti. Dünkü daimi büyükelçiler toplantısında Fransa, İspanya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi, Türkiye’nin deklarasyondaki katı tutumunu eleştirmişti.
Almanya'da muhalefetin tepkisi
Almanya’da muhalefetteki Hıristiyan Birlik partileri de erken seçim öncesinde Türkiye karşıtı atağı sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün dün Hristiyan Demokrat Birlik Başkanı Angela Merkel’e yönelik tepkisi yankı buldu. Gül, Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliğine karşı tutumunu ve imtiyazlı ortaklık önerisini “hukuka ve ahlaka aykırı“ diye eleştirmişti.
Hıristiyan Demokrat Birlik Dış Politika Sorumlusu Friedbert Pflüger de Türk hükümetinin tarzının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirterek, “Ankara korkutmaya çalışıyor. Biz Avrupa’da birbirimize böyle yaklaşmayız“ dedi. Pflüger, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini ise “yanlış yol“ diye değerlendirerek şöyle konuştu:
“AB, geçtiğimiz yıl Türkiye’den Kıbrıslılar’ı, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasını talep etti. Ve bunun, Türkiye’nin ek protokolü imzalamasıyla gerçekleşmesi gerekir. Türkiye protokolü imzaladı, ama aynı anda bunun Kıbrıs’ı tanıma anlamına gelmediğini açıkladı. Şimdi Türkiye ile müzakerelere başlanacak. Türkiye şimdi üyelerinden birini tanımadan AB ile müzakere etmek istiyor.”