AB, Anayasa'yı raftan indiriyor

AB’nin Dönem Başkanı Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel, Portekiz’in Sintra kentinde AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering’le birlikte Portekiz ve Slovenya’nın liderleriyle biraraya geldi. AB Anayasası’nın geleceği konusunda görüş alışverişinde bulunmak isteyen Merkel, haziran ayındaki AB zirvesine dek bu konudaki yeni önerilerini sunmayı amaçlıyor.

Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumlarda reddedilen AB Anayasası, iki yıl önce rafa kaldırılmıştı. Merkel, şimdi Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı olmaya hazırlanan Nicola Sarkozy ile de önümüzdeki günlerde görüşerek Anayasa’yı kurtarmanın yollarını arayacak.

Sarkozy’nin önerileri

Sarkozy’nin bu konuda önerisi ise Anayasa’nın değiştirilerek “sadeleştirilmiş sözleşme” haline getirilmesi. “Sadeleştirilmiş sözleşme” ile kastedilen ise hali hazırda 500 sayfadan oluşan Anayasa’nın ilk bölümüyle, yani 30 sayfayla sınırlandırılması. Sarkozy’ye yakınlığı ile bilinen Fransa’nın Avrupa Birliği’nden Sorumlu Bakanı Alain Lamassoure, 448 maddelik Anayasa’nın Brüksel’in hareket kabiliyetini garantileyen 130 maddeye indirgenmesinin yeterli olacağını savunuyor.

AB’nin dönem başkanı Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel ise Anayasa’nın AB’nin hareket kabiliyetini sürdürecek temel yapısının korunmasından yana. Buna “kararların oy birliği ile alınması” prensibi yerine “nitelikli çoğunluk” ilkesine dönülmesi de dahil. Ancak bu şekilde Anayasa sözleşmesinin 2009 yılında imzalanması mümkün olacak.

Kafalar karışık

Şimdi ise kafaları kurcalayan soru, daha önce Anayasa’yı onaylayan ülkelerle sözleşmeye hayır diyenler arasındaki uçurumun nasıl ortadan kaldırılabileceği. Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Anayasa’ya şüpheli bakan Hollanda, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ni kazanmak için bazı avantajlar sunulabileceğini ima ediyor. Steinmeier, ayrıca Anayasa metnine iklim koruma ve enerji alanında dayanışmayı da dahil etmeyi istiyor.

Anayasa konusunda en fazla sorununsa oy dağılımı alanında yaşanması bekleniyor. Özellikle Varşova, Bakanlar Konseyi’ndeki oy dağılımını kendi lehine çevirmek, Almanya’nın ağırlığını azaltmak istiyor, ancak Polonya’nın bu isteğinin gerçekleşmesi imkansız görünüyor.

Anayasa’da genişleme konusu da gündeme gelecek. Fransa’da yönetimi Sarkozy’nin devralması ise dengelerin değişeceğine işaret. Zira Sarkozy, Türkiye’nin AB’ye ait olmadığı görüşünde. Bu durum Ankara dostu Londra’da şimdiye dek öfke yarattıysa da Başbakan Blair’in görevi bırakacak olmasıyla belirsizlik kazanıyor.