1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

7.8.2007 - Alman basınından özetler...

Murat Çelikkafa - Elmas Topcu7 Ağustos 2007

Alman gazetelerinde ağırlıklı olarak Alman Demiryolları'ndaki greve değiniliyor. İngiltere’de büyükbaş hayvanlarda başgösteren şap hastalığı ve Afganistan’la ilgili tartışmalar, ele alınan diğer konular arasında.

https://p.dw.com/p/BRf4

7 Ağustos 2007 tarihli İlk olarak Alman Demiryolları’nda makinistlerin grev kararı almalarına ilişkin yorumlar aktaracağız. İşveren tarafı ile Alman Makinistler Sendikası arasında haftalardır süren toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlanamamış, bunun üzerine de sendika grev kararı almıştı. Demiryolları, Almanya’da kısa ve uzun mesafe toplu taşımacılığın yanısıra yük taşımacılığında da en önemli ulaşım aracı olunca, konunun önemi daha da artıyor. İşveren tarafının, geçtiğimiz haftalarda makinistler dışında diğer demiryolu çalışanlarına yüklü zamlar verdiğine dikkat çeken Frankfurter Allgemeine Zeitung, konuyla ilgili şu tesbitleri yapıyor:

“Alman Demiryolları yönetimi son haftalarda imzaladığı toplu sözleşmelerle çalışanlarına yüksek zamlar verdi. Makinistler dışındaki çalışanları temsil eden diğer iki sendika 134 bin işçi için % 4,5 zam ve bir kereye mahsus 600 yuro aldı. Bu yüzden de kendilerine ait bir toplu sözleşme ve daha fazla zam talep eden makinistlerle uzlaşmaya sıcak bakılmadı. Demiryolları yönetimi makinistlerin sendikasına boyun eğmemeli. Grevi lehlerine çevirmek için birez daha zamanı var. Vatandaşlar tatilden dönüyor. Ne kadar çok tatilci grevler yüzünden yollarda mahsur kalırsa bu greve verilen destek o kadar azalacaktır. Makinistlerin fazla zam istediği yolcular tarafıdan da biliniyor ve yolcular bu zamların günün birinde biletlere zam olarak geri döneceğinin de farkında.“

Başkent Berlin’de yayımlanan der Tagesspiegel gazetesi ise grevin aynı zamanda iki önemli şahsiyet arasındaki çekişmeye dönüştüğünü belirtiyor ve ekliyor:

“Alman Demiryolları’nın Müdürü Hartmut Mehdorn da Alman Makinistler Sendikası Başkanı Manfred Schell de inatçı iki yönetici. Haftalar süren pazarlıkların ardından ikisi şimdi de hangi tarafın bu mücadelede ayakta kalmayı başarabileceği görmeyi istiyor. Aslında işveren tarafı son günlerde epeyce düşünüp taşındıktan sonra makinistlere makul teklifler de getirdi, ancak bu teklifler çok geç geldi. Onlar pazarlığa yanaştığındaysa sendika geri adım atmak istemedi. Aslına bakılırsa Demiryolları idaresi pazarlığa oturma işini uzattı. Belki de bir kaç bin makinistten oluşan bu sendikanın dayanamayıp, pes edeceğini düşündü. Şimdiyse durum kimin bu savaşta yere düşmeyeceğini görmek.“

İngiltere’de büyükbaş hayvanlarda yeniden ortaya çıkan şap hastalığı, Alman gazetelerin ele aldıkları bir başka konu. Mitteldeutsche Zeitung, salgınla ilgili şu yorumu yapıyor:

“İngiltere’de ortaya çıkan şap hastalığı sonrası yaşananlar kesinlikle bir histeri olarak algılanmamalı. Salgının daha fazla yayılmasını önlemek için çok ciddi ve radikal önlemlerin alınması gerekiyor. Binlerce büyükbaş hayvanın itlâf edilmesini bazıları vahşice bulabilir. Ancak daha büyük felâketlerin önüne geçmek için bu önlemin gerekli olduğu unutulmamalıdır. Diğer yandan İngiliz besicilerin olaydaki maddi zararları da çok büyük. Avrupalı komşularla yapılan büyükbaş hayvan ticareti önemli bir yara aldı. Güven ortamının yeniden tesis edilmesi ise hayli zaman alabilir.”

Basın turumuzdaki son yorumumuz Afganistan’la ilgili. Son dönemde bu ülkede artan adam kaçırma olayları ve kurbanlar arasında Almanların da bulunması, Berlin hükümetinin Afganistan misyonuna yaptığı katkının yeniden sorgulanmasına neden oluyor. Flensburger Tageblatt’ta konuyla ilgili şu görüşler yeralıyor:

“Afgan güvenlik güçlerinin eğitilmesi çerçevesinde Alman askerlerinin, şiddetin kol gezdiği ülkenin güney bölgelerine de gitmesi gündeme geldiğinde Federal Savunma Bakanı Jung ’dur’ emri verdi. Bunun için de haklı gerekçeleri var: Jung, Alman askerlerinin sıcak çatışmaya girmesini kesinle istemiyor. Ancak bir kadın ya hamiledir ya da değildir. ’Yarım yamalak bir hamilelik’ olmaz. Aynı durum askeri misyonlar için de geçerlidir; ya o işe hiç kalkışmazsınız, ya da gereğini tam olarak yerine getirirsiniz. Eger Afgan güvenlik güçlerinin tam anlamıyla iyi bir eğitim alması isteniyorsa, tüm olumsuzluklar da göze alınmalıdır.“