1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

29 Temmuz 2013

İsrail ve Filistin'in doğrudan barış görüşmelerini başlatmak için yeniden masaya oturması, Mısır ve Tunus'taki gerginlik ve Alman askerlerinin Afganistan'dan çekilmesi süreci, öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/19GqT
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Die Welt gazetesi, doğrudan barış müzakereleri için tarafların Washington'da ön görüşmelere başlamasını şöyle değerlendiriyor:

"Başbakan Netanyahu, İsrail’in barış için vermek zorunda kalacağı ağır tavizleri içine sindirebildi mi, bunu kimse bilemez. Aynı şekilde şüpheli bir başka nokta, Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın, Filistin siyasî elitinin uzun süredir özlettiği liderlik sorumluluğunu nihayet gösterip göstermeyeceği. İki taraf daha önceki müzakerelerde uzlaşıya üç kez oldukça yaklaştı. Ama keşke Filistinliler cesaret edebilseydi. Zira her seferinde çeşitli nedenlerden ötürü cesaret edemediler. ABD de bu yeni girişimle bir risk alıyor. Dokuz aylık görüşme sürecinde radikal İslamcı Hamas, görüşmeleri İsrail’e karşı saldırılarla sabote etmeye çalışacaktır. Ve görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması, bölgede yeni çatışmalar çıkması tehlikesini artırabilir."

Rheinische Post'un aynıya ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Bu tür vakaları okul bahçesinden biliriz: İki afacan kavga etmiştir, öğretmen araya girer. Sonra bu iki kavgacı öğrenci mecbur el sıkışmak zorunda kalır. Ama ikisi de bunu gönülsüz ve hırçın bir şekilde yapar. Çünkü o an başka çareleri yoktur ve yumruklarını saklayıp ellerini ceplerine sokarlar. İşte Ortadoğu’daki durumu aşağı yukarı bu şekilde izah edebiliriz. Burada öğretmeni ABD Dışişleri Bakanı John Kerry oynuyor. Kerry, inatçı mekik diplomasisi ile İsrail ve Filistinlileri doğrudan barış görüşmelerine mecbur bırakıyor. Oysa iki taraf da gerçekte bunu istemiyor. En son AB İsrail'e baskı uygulamış, Washington'ın da Filistinlileri malî yardımları kısmakla tehdit ettiği söylentileri yayılmıştı. İki tarafın işi yeniden sürüncemede bırakmak istemesi de mümkün tabii. Çünkü zaten şu an taraflardan birinin, diğerini memnun edecek bir şey sunacağına dair bir işaret yok ortada. Diğer yandan belki de bu deneme iki devletli çözümü masaya yatırmak için son şans olabilir. O nedenle bu denemede cesur olmak şart."

Geçiyoruz Kuzey Afrika'ya. Münchener Merkur,  Mısır ve Tunus'ta devam eden gerginliği mercek altına alıyor:

"Arap Baharı’nın kaderi, özellikle de Mısır örneğinde, İslam ve demokrasinin bağdaşmadığı tezini savunanları doğrular nitelikte. Bu arka plandan bakıldığında gözler Tunus'a çevriliyor. Burada İslamî-demokrasi deneyi, radikal katiller ve ekonomide başarı gösterilememesi nedeniyle çıkmaza girdi. Halkın bazı kesimlerinde Mısır’ı örnek alıp hükümeti devirme isteği büyüyor. Birinin zararından keyif alınması yersiz. Özelikle de Avrupalılar, Tunus’ta hükümet ve halkın, ülkenin geleceği açısından belirleyici bu sınavı başarıyla geçmesini ve tüm radikal gruplara inat iktidara kimin geleceğini demokratik bir süreçle yanıtlamasını umut etmeli."

Westdeutsche Allgemeine Zeitung ise çatışmaların sürdüğü Afganistan'dan yabancı askerlerin çekilmesi sürecini ele alıyor yorumunda:

"NATO komutasındaki uluslararası birliklerin 2014 yılı sonuna kadar Afganistan’dan ayrılması öngörülüyor. Geride barışçıl bir ülke bırakılmış olmayacağını şimdiden görmek mümkün. 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından uluslararası terörizmin üslerinden Taliban'ın gölge imparatorluğuna asker göndermek ve savaşa girmek nasıl doğruysa, bu misyonun devamını tasarlamak da bir o kadar zor oldu. Belirleyici olan, Batı’nın birliklerini çektikten sonra ülkeyi kendi haline bırakmamasıdır. Aksi takdirde her gün Afganistan’dan  sayısız ölüm haberinin gelmesi yine günlük hayatın bir parçası olur."

 © Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu