1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.07.2008- Alman basınından özetler

Beklan Kulaksızoğlu23 Temmuz 2008

23.07.2008 tarihli Alman gazetelerinde eski Bosnalı Sırp lider Karaciç'in yakalanması ve Sırbistan'ın AB perspektifi ile ilgili yorumlar yer alıyor. Ayrıca Maliki'nin Almanya ziyareti de yer verilen konular arasında

https://p.dw.com/p/Ei82

Süddeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

"Karaciç'in tutuklanması Balkanlar'da adalete giden yolda önemli bir adım. Bu, Sırbistan'da özellikle yeni yönetimin işbaşına gelmesiyle başlayan ruhsal-ahlaki değişimi hızlandıracaktır. Sırplar ancak kendi kendilerine üstlendikleri suçu inkar etmekten, kendilerini suçlu değil kurban olarak görmekten vazgeçtiklerinde yeni bir dönem başlayacaktır."

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumunda ise şu satırları okuyoruz.

"Karaciç'in yakalanması siyasi baskı ve Sırp yönetiminin AB ve uluslararası topluluğa yakınlaşma isteği olmadan düşünülemezdi. Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nin etkisi olmadığı da söylenemez. 13 yıldır aranan Karaciç henüz Lahey'de değil. Sırp hükümeti ve yargısı yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ederse kamuoyunun ilgisi kısa sürede yeniden Lahey'deki Mahkeme'ye odaklanacaktır."

Stuttgarter Zeitung, konunun başka bir boyutuna dikkat çekiyor:

"Batı ülkeleri Karaciç'i küçümseme ve fırsatçılık karışımı bir tutumla, meşru siyasi bir sorumlu olarak kabul edip ona kur yapıyordu. Bosnalı Sırplar'ın çember içine aldığı Saraybosna'da işlenen savaş suçunu herkes görebiliyordu. Ama hesabı ancak Miloşeviç Karaciç'i 1995'te barış müzakereleri çerçevesinde görevden aldıktan sonra çıkarıldı. Bosnalı Sırplar'ın çoğu eski liderleri Karaciç'e hala saygı ve sevgi duyuyor. Kendi tarihini aydınlığa kavuşturmaktansa tüm sorumluluğu Karaciç'in üstüne atmak daha kolay. Karaciç'in tutuklanmasının Bosna'da iç barışa giden süreci ilerleteceği ise meçhul."

Essen'da yayımlanan Westdeutsche Allgemeine Zeitung'un yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Karaciç ve Mladiç'in yandaşları uzun süre siyaset, ordu, idare ve istihbaratta yer aldı ve yakalanmalarını önledi. Hala savaşın Sırplar'a karşı bir komplo olduğuna inanan, Balkanlar'daki kanlı savaşın haklı gerekçelere dayandığını düşünen ultramilliyetçi Sırp kesimin destekçilerinin sayısı çok fazlaydı ve hala öyle. Ellerine ne kadar kan bulaşmış olursa olsun 'Büyük Sırbistan'cılar için Karaciç hala bir kahraman."

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin yorumu ise şöyle:

"Bosna'daki katliam kurbanlarının yakınları Karaciç'in yakalanması için çok beklemek zorunda kaldı. Tutuklamayı mümkün kılan ise Sırbistan'daki yönetim değişikliği oldu. Belgrad, Karaciç'in tutuklanmasıyla AB Ortaklık Anlaşması'nın onaylanması için gerekli ön koşulların önemli bir bölümünü yerine getirmiş oldu. AB'ye üyelik için gerekli ekonomik ve hukuksal koşulları ise diğer adaylar gibi yerine getirmek zorunda."


Berliner Morgenpost ise Sırbistan'ın savaş suçlularını teslim etmesinin çok uzun zaman aldığı suçlamalarının artık birşey getirmeyeceğini belirtiyor ve "Önemli olan Sırbistan'da zulmü adil savaş olarak gerekçelendirenlerin zayıflaması, birşeylerin gelişiyor olması. Bu, birlikte büyüyen, ortak güvenli bir geleceğe yönelen bir Avrupa için de iyi bir gelişme' diyor.

Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesi ise Batı ülkelerinin Sırbistan politikasını ele alıyor.

"Karaciç'in 13 yılın ardından tutuklanması tabii ki sevinç verici. AB'nin baskısı ise azalmaya başladı bile. Sırbistan'ın AB'ye yakınlaşmasında 'savaş suçlularının' engel olmaya devam etmesini Belçika ve Hollanda'ya borçluyuz. Almanya ise son aylarda, Karaciç ve eski General Ratko Mladiç yakalanmasa da Sırbistan'a AB kapılarını açmaya hazır görünüyordu. Şimdi Sırbistan cevap vermiş oldu. Karaciç Avrupa için feda edildi. İyi de oldu."

Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin Berlin ziyareti sürüyor. Oldenburg'da yayımlanan Nordwest Zeitung'un konuyla ilgili yorumunu aktarıyoruz son olarak.

"Irak'ın perspektifleri toz pembe görünüyor. Muazzam bir pazar, dev petrol ve doğalgaz rezervleri ve yeniden inşa edilmesi gereken tahrip edilmiş bir ülke. Bu, Alman şirketleri için çift haneli büyüme oranı anlamına geliyor. Alman hükümeti bu ortamı değerlendirmek için acele ediyor. Irak hükümeti de kapıları Alman yatırımcılara açmak istiyor. Ancak güvenlik durumu, süren terör ve kaos ortamına geri dönüş endişeleri istenilen yatırımcı akınını gelecekte de frenleyecek gibi görünüyor."