1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

19.03.2008 - Alman basınından özetler

Murat Çelikkafa19 Mart 2008

19.03.2008 tarihli Alman gazetelerinde Merkel'in İsrail ziyareti, finans piyasalarındaki kriz, Çin'deki Olimpiyatları boykot tartışmaları ve Mannheim İdare Mahkemesi'nin başörtüsü kararı öne çıkan başlıca konular.

https://p.dw.com/p/DQzJ
Fotoğraf: DW

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in İsrail ziyaretini ele alan Frankfurter Allgemeine Zeitung, şu değerlendirmeyi yapıyor:

"İlişkilerde bir normalleşmeden sözedilemez. Daha düne kadar İsrailli politikacılar, ülkelerine resmi ziyarette bulunan Alman yetkilileri karşılamayı reddediyordu. Başbakan'ın son ziyareti öncesinde de Merkel'in Knesset'te konuşmasının doğru olup olmadığı ve bu konuşmanın hangi dilde yapılacağı konusunda hararetli tartışmalar yaşandı. Nitekim bazı İsrailli parlamenterler, Merkel'in konuşma yaptığı oturuma katılmadı. Almanlar ve Yahudilerin ortak tarihinin karanlık dönemine bakıldığında, bu tür davranışları ancak saygıyla karşılayabiliriz. Tarihî gerçekler her ne kadar unutulmamış olsa da İsrail ve Almanya arasındaki ortak kabine toplantısında geriye değil, ileriye bakılması yine de umut verici."

Uluslararası mali piyasalarda etkisini hissettirmeye devam eden olumsuz gidişat, Alman basınının yorum sütunlarında da etraflı bir şekilde ele alınıyor. Düsseldorf merkezli ekonomi gazetesi Handelsblatt'ın konuya bakış açısı özetle şöyle:

"Amerikan Merkezi Bankası FED, dünya finans sisteminde büyük bir çöküşün önünü almak için önce bir gece yarısı operasyonuyla yatırım bankası Bear Stearns'in satışına zemin hazırladı. Sonra da acil servise kaldırılan Citigroup gibi Amerikan piyasasının kan kaybeden diğer hastalarının acılarını azaltmak için ana faiz oranlarında indirime gitti. Ancak FED'in tüm çabalarına rağmen Amerikan mali piyasalarının kalp atışları hâlâ endişe verici. Hastanın, tedaviye cevap vermediği görülüyor."

Özerk Tibet Bölgesi'ndeki gösterileri kanlı bir şekilde bastıran Çin'in evsahipliği yapacağı 2008 Yaz Olimpiyatları'nın boykot edilmesi yönünde başlayan tartışmalara geçiyoruz. Hamburg'da yayımlanan haftalık Die Zeit gazetesinden bir alıntı:

"Pekin'deki Olimpiyatları boykot etmek için binlerce neden var aslında. Ancak buna rağmen böyle bir boykot yanlış olur. Çünkü Çin, yaklaşık 30 yıldır modern dünya ile bağlantı kurmaya çalışıyor. Son dönemde Çin'de öyle bir değişimi yaşandı ki, bugün bireysel özgürlükler, ülkenin 5 bin yıllık tarihinde görülmemiş düzeye ulaştı. Üstelik Komünist Parti içinde temkinli de olsa yeni bir demokrasi tartışması da başlamışken boykot kararı, bu çabaları sekteye uğratabilir."

Son olarak Mannheim İdare Mahkemesi'nin, Müslüman bir öğretmenin derslere başörtüsüyle girmesini yasaklayan kararına dair bir yoruma yer veriyoruz. Frankfurter Rundschau'da şu satırları okuyoruz:

"Baden-Baden'de bir devlet okulunda üç rahibenin, kendilerine özgü dinî kıyafetlerle derslere girmelerine müsade edilirken, Müslüman bir öğretmenin başörtüsü takması yasaklanıyor. Gerekçe olarak da eyalet yasalarının, dinsel kıyafetleri kamusal alanda yasaklaması gösteriyor. 30 yıldır öğretmenlik yapan ve sonradan İslam dinini seçen bu öğretmenin, Baden-Baden'de rahibelere tanınan istisnaî duruma atıfta bulunamayacağı savunuluyor. Peki Baden-Württemberg eyaletinde Anayasa'nın eşitlik ilkesi neden geçerli değil acaba? Kararın yazılı gerekçesini merakla bekliyoruz. Bu karar bizi kesinlikle öfkelendirmiş falan değil. Çünkü biz öğretmenlerin derslere başörtüsüyle girmesini savunmuyoruz. Ancak farklı bir inanca sahip olduğu için ayrımcılığa tâbi tutulması, buna maruz kalan herkes için katlanılamaz bir durumdur."