1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.02.2008 - Alman basınından özetler

Çelik Akpınar, Değer Akal18 Şubat 2008

18 Şubat 2008 tarihli Alman gazetelerinde Kosova’nın bağımsızlığını değerlendiren yorumlar öne çıkıyor. Dün sona eren Berlin Film Festivali, Alman basının yorum sütunlarında yer bulan bir başka konu.

https://p.dw.com/p/D93S

İlk olarak Ulm’da yayımlanan Südwestpresse adlı yayın organının yorumunda, Kosova’nın bağımsızlığına ilişkin şu satırları okuyoruz:

“Geçen son 20 yıl anımsanacak olursa, Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılmasının bir zorunluluk olduğu görülecektir. Yaşanan onca aşağılamadan, savaşlardan ve işlenen insanlık suçlarından sonra Kosova’lı Arnavutların Sırbistan bayrağı altında yaşaması düşünülmezdi. Ancak, eski Yugoslavya adındaki oluşumunun daha da parçalanması, olumlu bir gelişme anlamına da gelmiyor. Çünkü ortaya kendi yağıyla kavrulması mümkün olmayan bir yeni mini devlet daha çıkmıştır ve bu devlet uzun vadede AB’nin yardımlarına muhtaç kalacaktır.”

Münih’te yayımlanan Münchener Merkur gazetesinin yorumunda, Kosova’nın bağımsızlık ilanının kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor:

„Sorunlu çocuk konumundaki Kosova’yı çöküntüden kurtarmak zor ve pahalı bir iş olacak. Bu bölgeye şu anda organize suç şebekeleri, yoğun işsizlik ve inanılmaz yoksulluk hakim. Ne var ki, bölge milyarlık yardım önlemlerini yutacak olsa da, Avrupa’nın da Kosova’nın da önünde başka bir çözüm yolu yok.”

Dresden’de yayımlanan Saechsische Zeitung gazetesinin ilgili yorumunda ise, Kosova’nın bağımsızlık ilanına daha eleştirel gözle yaklaşılıyor:

“Belgrad’ta söz sahibi olanlar, ‘Büyük Sırbistan’ sloganı altında sistematik olarak Kosova’daki Arnavut çoğunluk nüfusun haklarını gaspetti. Ancak Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılması konusunda gözlerin sadece Sırbistan’a çevrilmemesi gerekir. Kosova’daki bölücüler de her fırsatı kullanmış, milliyetçiliği kışkırtmışlardır. Bu çevrelerin sadece özerklikle yetinmeyecekleri acı ama beklenen bir sonuçtu. Bu konuda Uluslararası Topluluk da kendini sorumluluktan kurtaramaz. Zira, Karadağ ve Makedonya’ya bağımsızlık hareketlerine destek veren Uluslararası Topluluk’un, Kosovalı Arnavutlardan aynı şeyi esirgemesi mümkün olamazdı.”

Son olarak Berlin’deki Film Festivali Berlinale’nin sona ermesi kapsamında, başkentte yayımlanan “Tagesspiegel” gazetesinin bir yorumuna yer veriyoruz:

”Berlin doğru zamanda, tarihi bir fırsatı yakalayarak, dünya sinemasına, hatta felaketleri yansıtan bir sinema dünyasına evsahipliği yapmaya başlamıştı. 2003 yılında başlayan Irak savaşıyla festival birden Bush karşıtı film yapımcılarıyla oyuncuların kızgınlıklarını ve ülkelerine yönelik eleştirilerini aktardıkları bir platforma dönüşmüştü. Bu gelenek devam ediyor. Nitekim, Altın Ayı ödülü Brezilya yapımı “Tropa de Elite” filmine , jüri ödülü ise “Standard Operating Procedure” filmine verildi. Bu ödüller aslında bir nevi filmlerin barış Nobel ödülleri olarak değerlendirilebilir.”