1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

17 Ocak 2013

Cezayir’deki rehine trajedisiyle daha da tırmanan Mali krizi ve Barack Obama’nın ikinci başkanlık döneminin uvertürü, bugünkü Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/17Mat
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Frankfurter Rundschau gazetesi, Cezayir'i de karıştıran Mali ihtilafına ayırdığı yorumda, Batılı devletlerin terörizm sonrasını da düşünmek zorunda olduklarını yazıyor:

“Son krizi başlatan, para aldığı Kaddafi'nin devrilmesinden sonra ülkenin kuzeyini basıp, İslamcılar tarafından sürülene kadar bu bölgeye hakim olan Tuareg milisi olmuştur. Çeşitli etnik gruplar onlara intikam hisleri besliyorlar. Barışı sağlamak, kolay olmayacak. Bunun için önce, Mali'nin düzgün işleyen bir devlete kavuşması gerekir. Kuzeydeki bölgelerin geri alınması, ülkeyi istikrara kavuşturmaya yetmez. Mali'nin geleceği, Fransa ile Avrupalı müttefiklerinin, terörizm yenildikten sonra da bu ülkeye yardım edip etmeyeceklerine bağlıdır.”

Heilbronner Stimme gazetesinin aynı konuya ayırdığı yorum ise özetle şöyle:

“Vahim şekilde dişlileri birbirine geçen bu tehlikeli gelişmede, tepeden tırnağa kadar silahlanarak ülkeyi taş devrine götürmek isteyen milislerin parasını Suudi Arabistan'ın verdiği unutulmamalı. Köktendinci Vahabiler, kendilerini Mali'nin din savaşçıları ilan edenlerin para babalığını yapıyor. Suudi şeyhlerinin Almanya'dan zırhlı askeri araç almak istediklerini hatırlayalım. İstediklerini öyle veya böyle alacaklardır. Mali kimin umurunda.”

Die Welt gazetesi Cezayir'e de sıçrama eğilimi gösteren Mali'deki krizin rehine olayıyla ayrı bir boyut kazandığını yazıyor. Yorumda, rehineleri kurtarma fiyaskosunda batılı hükümetlerin görüşünün alınmamasının da payı olduğu dile getiriliyor:

“Önce Mali, şimdi de Cezayir. Batılı ülkeler rehinelerin kurtarılmasında bu iş için özel eğitilmiş timlerin görevlendirilmesini tavsiye ederdi. Ama Cezayir, kimseden görüş almayıp hava kuvvetlerini teröristlerin üzerine sürdü. İnanılmaz bir şey. Böyle bir operasyonla rehinelerin kurtarılamayacağı, aksine haklarında ölüm emri verilmiş olacağı, gün gibi aşikârdı. Bu kararın, hangi siyasi mülahazalarla verildiği hakkında rivayetler dolaşıyor. Ama tahminlerden hiçbiri, Cezayir yönetimini temize çıkarmaya yetmez. Acemilikten miydi, yoksa başarısızlığa uğraması mukadder olan ikiyüzlülükten mi? Cezayir'i yöneten askerler, niyetlerini belli etmiyorlar. Ama mazeretlerini yutturamayacaklar.”

Düsseldorf'ta yayımlanan Handelsblatt adlı iktisat gazetesi Barack Obama'nın ikinci başkanlık döneminin son derece hareketli başladığını belirttiği yorumunu şöyle sürdürüyor:

“Borçlanma üst sınırının yükseltilmesi olsun, silah yasalarının sertleştirilmesi olsun, Barack Obama paylıyor, ihtar ediyor ve zorla kabul ettirmeye çalışıyor. ABD'nin 44. Başkanı hafta ortasında silah yasasının sertleştirilmesiyle ilgili planlarını açıklarken bunu, sorunu tek başına çözebileceği edasıyla yaptı. Oysa televizyon kameraları önünde imzalayarak yürüklüğe soktuğu 23 başkanlık talimatının, fazla işe yaramayacağını ve başlattığı dört yasa girişiminin, Kongre'den döneceğini, o da biliyor. Barack Obama, sanki seçimle yenilenen siyasi sermayesini, ikinci görev döneminin hemen başında bol keseden harcamaya niyetli görünüyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay