1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

14 Temmuz 2015

Bugünkü Alman basınında ağırlıklı olarak İran'ın nükleer programı ile ilgili varılan anlaşma ve Yunanistan krizi göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/1Fyb6
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Taherkenareh

15.07.2015 - Alman basınından özetler

Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda 5+1 Grubu ile İran arasında imzalanan anlaşma için 'dönüşüm şansından' bahsediliyor.

"Birileri 'diplomasiyle çok az şeye ulaşılır, BM ileyse hiç birşeye' diyordu. Ama bunun tam tersi söz konusu. Zira İran ile kesinlikle tarihi bir anlaşmaya imza atıldı. Bu anlaşma istikrarsız bir bölgeyi daha güvenli yapmaya yardımcı oluyor ve şimdiye kadar mümkün olmayan politik ve ekonomik seçenekler sunuyor. Elbette uzlaşmanın verdiği sevinç, bu anlaşma sonucunda oluşabilecek tehlikelere bakışı bulandırmamalı. Politikada da bazı şeyler tıpkı bir yürüyüşteki gibidir. Bir tepeyi aşınca ardındakini daha net görebilirsin. Tahran’ın atom bombası üretiminden feragat etmesinin anlaşmayla güvence altına alınması, bu uzlaşmadaki en iyi nokta. Hem silah açısından pek de yoksul olmayan Ortadoğu’ya daha fazla nükleer silah eklenmeyecek. Hem de başka devletlerde, bu kitle imha silahlarına sahip olma isteğini tetiklemeyecek. Olası bir silahlanma yarışı, daha başlamadan durduruldu."

Münchner Merkur'un aynı konuya ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz.

"İsrail nükleer silahlarını hurdaya çıkarmaya ne kadar yanaşırsa, İran da nükleer silah planlarından ancak o kadar vazgeçebilir. Burada söz konusu olan kontroldür. Tahran’daki molla rejimini savunmak için hiçbir sebep yok. Ama Tahran yönetimini düşman olarak gösteren tüm tabloya rağmen, İran bütün kötülüklerin cisimleştiği bir ülke de değil. Ortada geçerlilik süresi sonsuza kadar olan bir anlaşma yok. Bu anlaşmanın da net bir yarı ömrü var. Ama yine de IŞİD terörü ile mücadelede ekonomik işbirliği ve savaşın ezdiği şarktaki insanlar için birçok fırsatı beraberinde getiriyor."

Stuttgarter Zeitung da Ortadoğu'daki sorunlara ancak Tahran'ın da olduğu müzakere masasında son verilebileceğine dikkat çekiyor:

"Kim barış istiyorsa izole edilmiş bir İran isteyemez. Tahran şimdi kriz diplomasisinde yapıcı bir rol üstlenme şansına sahip. Şiilerin koruma gücünün etkisi olmadan ne Suriye’deki iç savaş ne de IŞİD’in Irak’ta ilerlemesi durdurulabilir. İran ve Suudi Arabistan’ın Yemen ve başka yerlerde bulaştığı temsili savaşlar da sadece Tahran ile bir müzakere masasında sonlandırılabilir."

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise yorumunda Yunanistan ile varılan haftanın ilk kritik uzlaşmasına yer veriyor.

"Merkel, üye ülkelerin temelde kendi finans ve sosyal politikalarından sorumlu olmaya devam ettiği ve karar alma mekanizmalarında uyum içinde bir Avrupa istiyor. Fakat Yunanistan örneği, eğer bir ülke veya bir hükümet oyunun kararlaştırılan kurallarına bağlı kalmaya istekli değilse, işin ne kadar zor olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle Euro ülkelerinin şu an olduğu gibi sadece mali davranışlarını değil, aynı zamanda ekonomi ve finans politikalarını da merkezileştirmesi için Brüksel’den düzenli olarak talepler geliyor. Ama şüphe götürmeyen bir şey var. O da; şu an geniş kapsamlı yetkilerin Brüksel’e devredilmesi için iyi bir zamanlama olmadığı. Çünkü Avrupa halklarının, uzlaşmanın bir bedeli olduğunu, hatta bu bedelin bazen çok yüksek olduğunu öncelikle hazmetmesi gerekiyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir