1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.07.2008 - Alman basınından özetler

Beklan Kulaksızoğlu/Aydın Üstünel11 Temmuz 2008

PKK'nın, kaçırdığı üç Alman dağcı ile ilgili Almanya'ya şantajda bulunması 11 Temmuz 2008 tarihli Alman gazetelerinin başlıca konusunu oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/EaEi

Stuttgarter Zeitung'un yorumu şöyle:

"Savcılığın elindeki bilgilere göre, PKK, finansmanını, topladığı haraçlar, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile sağlıyor. PKK'yı hala kahraman bir özgürlük hareketi olarak gören romantizm meraklıları bunu unutmasın. Gerçek şu ki, örgüt her geçen gün kendini yalnızlığa itiyor. Üç Alman turistin kaçırılması, bu gelişmeyi daha da hızlandıracaktır. Ancak şunu da unutmamak gerek: Köşeye sıkışanın ne yapacağı belli olmaz ve bu da ciddi bir tehlike."

Magdeburg'da yayımlanan Volkstimme gazetesi de PKK'nın tehlikeli olmayı sürdürdüğünü yazıyor:

"PKK kaçırma olayıyla, "Biz aktifiz, Türk devletini hassas bir noktadan vurabilecek ve dünya çapında etki uyandırabilecek durumdayız" mesajı veriyor. PKK bu propaganda başarılı da oldu. Türk ordusunun Kuzey Irak'a düzenlediği kış operasyonu ile askeri, Erdoğan'ın Güneydoğu Anadolu'daki seçim başarısıyla siyasi olarak darbe alan PKK'da direniş ruhu kırılmadı. Ayrıca hala gerilla saldırıları da düzenleyebiliyorlar. PKK Türk devleti için büyük tehlike oluşturmayı sürdürüyor."

Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesinin yorumu şöyle:

"İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA'dan farklı olarak PKK'da günün koşullarını algılayabilecek liderler yok. Türkiye'de son yıllarda turistler ve diğer sivilleri hedef aldığı saldırılar PKK'nın, temel hedefi şiddet olan acımasız bir terör örgütü olduğunu gösterdi. Bugün Kürt sorununa kalıcı bir çözüm bulunmasının önündeki en büyük engel Ankara değil, PKK'nın kendisidir. Türk devletinin yürüttüğü ağır-aksak açılma politikası bile bir devrim niteliğinde."

Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi ise PKK'nın başta Kürt halkına zarar verdiği değerlendirmesinde bulunuyor:

"Türkiye'nin AB yolunda Kürt politikasında yeni bir rota izlemeye başlaması ve Kürtler'in yararına bazı reformlara gitmesinin ardından PKK'nın silahlı mücadelesi reformların devamını frenleyen etki yapıyor. Bir zamanlar Stalinimsi sertlikle yönetilmesi ve katı organizasyonuyla tanınan örgüt, kendi içindeki kanlı iktidar kavgalarıyla sarsılmış durumda."

Mannheimer Morgen gazetesi ise Almanya'nın tutumuna değiniyor ve "PKK şiddetten vazgeçtiğini açıklamadıkça Almanya'nın tavrı değişmeyecektir, değişemez de" diyor. Gazete Alman turistlere de tatil seçimi konusunda 'Türkiye'ye dikkat' çağrısında bulunuyor." Lausitzer Vorschau gazetesi de Alman hükümetinin şantaja boyun eğemeyeceğini belirtiyor:

"Siyasi bir değişimin şiddet eylemleriyle zorla gerçekleştirilebileceği düşüncesi vahim bir hata. Federal hükümet Alman dağcıları kaçıranların şantajına boyun eğmiyor. Nokta! Bu tutum doğrudur. Ancak bu kapalı kapılar ardında müzakereler yapılmaması anlamına da gelmez."

Kölnische Rundschau gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"PKK'nın eyleminin gerekçesi gerçekten de, Roj-TV'nin Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble tarafından yasaklanması mı? PKK'nin bu adımının arkasında daha çok iç siyasi nedenler aramak gerek. Örgüt son olarak Türkiye'nin Irak ile koordineli askeri harekatları yüzünden ciddi zorluklarla karşılaşmıştı. Bu yüzden, özellikle de AKP'nin Kemalistlerle çekişmesinde kapatma davasıyla karşı karşıya kalarak zayıfladığı bir dönemde, PKK gücünü ve eylem yeteneğini sergilemek istemiş olabilir. Devlet krizi yaşayan Türkiye, çok zorlu bir dönemden geçiyor. Ancak bunun faturası masum turistlere de çıkıyor."

Hamburger Abendblatt ise konuyu şu satırlarla yorumluyor:

"Türkiye'de şu günlerde yaşananlar, ülke Avrupa Birliği'ne üye olduğunda ne gibi iç karartıcı krizleri de beraberinde getireceğine bir işaret. AKP kapatma davasıyla karşı karşıya, ordudan darbe sinyalleri geliyor, İstanbul'daki Amerikan Başkonsolosluğu saldırıya uğruyor, birlikler Kuzey Irak'a giriyor ve PKK militanları Alman turistleri kaçırıyor. Tam bir kriz kazanı."