1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.04.2008 - Alman ve Avrupa basınından özetler

Ahmet Günaltay, Meltem Karagöz3 Nisan 2008

Bükreş'te yapılan NATO zirvesi, Avrupa basınının ağırlıkla ele aldığı konuların başında geliyor. Zimbabve seçimleri ile Amerika Birleşik Devletleri'ndeki resesyon belirtileri öne çıkan diğer konular arasında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/DZau

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin Bükreş’teki NATO zirvesinde ele alınan genişleme planlarına ayırdığı yorum şöyle:

“NATO genişlemenin daha fazla güvenlik ve istikrar sağlayacağı düşüncesiyle genişleyecek ise, kimse ittifaktan üçüncü devletlere veto hakkı tanımasını isteyemez. Moskova’ya da. Ancak NATO ve üyelerinin, Rusya’nın işbirliğini gerektiren çıkarları da söz konusu. Bunu hatırlatmak, yatıştırmak değildir. Kimi buna ‘realpolitik’, diyor. NATO genişleme adımlarını, Rusya’nın dikte ettirdiği izlenimine yer vermeyecek ustalıkla atmalıdır. Aksi takdirde tehditlere davetiye çıkarmış olur. Genişleme tartışmalarının dramatik boyutlardan arındırılması gerekir.”

Haftalık Die Zeit gazetesinin aynı konuya ayırdığı yorumda ise şu satırları okuyoruz:

“Kurmaylardan, planlama komisyonlarından ve parlamentolardan geleceğe ışık tutacak fikirler beklenmemeli. NATO’nun, 1960’lı yılların sonlarında Harmel raporunu hazırlayanlar gibi, ittifakı tutarlı bir geleceğe taşıyacak siyasi tecrübeye sahip akil adamların önerilerine ihtiyacı var. İttifak tarafsız fikirlerle beslenmediği takdirde, iç çelişkileri, yarım gerçekleri ve esnek ilkeleri yüzünden dağılmaya mahkum olur.”

Nürnberger Nachrichten gazetesi ise, NATO zirvesini konu alan yorumunda Avrupalı müttefiklere tavsiyelerde bulunuyor:

“Avrupalı liderler, ABD Başkanı Bush tarafından olup bittiye getirilmemeye dikkat etmeliler. NATO’nun, Gürcistan ve Ukrayna’ya yer vermeyen bir seçkinler kulübü olması gerektiğinden değil. Avrupa’nın Rusya ile iyi ilişkilere muhtaç olduğunu idrak etmesi, Başkan Bush’un Moskova’ya karşı izlediği gerginliği tırmandırma politikasını başarısızlığa uğratacaktır. İş, Bush’un başkanlıktaki son bir kaç ayını kazasız belasız atlatmakta.”

Franfurter Rundschau gazetesinden aktaracağımız yorum ise, otoriter Mugabe rejiminin sonunu getiren Zimbabve’deki seçimleri konu alıyor:

“Robert Mugabe sıfırı tüketti, iktidardan iktidarsızlığa düştü. Oyun bitti, Mugabe kapana girdi. Taraftarlarının bile seçim sonucunu tahrif etmeye yeltenmemesi, ülkesini harab eden iktidar tutkunu liderin suratına indirilmiş bir tokattır. Mugabe’yi başı dik bir şekilde başkanlık koltuğundan kalkmaktan alıkoyan tek şey, insan hakları ihlalleri yüzünden cezalandırılma korkusudur. Afrikalı dostları bile korkuyu ondan alamaz. Sicili bu kadar kötü olanlar korku içinde yaşamaya müstahaktır.”

Amerikan merkez bankası Başkanı Ben Bernanke ilk kez Amerikan ekonomisinin negatif büyüme kaydetmesinin mümkün olduğunu açıkladı. Durgunluk artı enflasyon sarmalına sürüklenmesinden endişe edilen Amerikan ekonomisinin durumunu, ‘Amerikan rüyasının şoku’ olarak değerlenrdiren Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi yorumunda şu satırlara yer vermiş:

“İpotek balonunun patlaması Amerika’daki uzun büyüme sürecinin sonu oldu. Ama kötümser olunmamalı. Konut piyasasından mali sisteme sıçrayan ve büyümeyi uzun süre olumsuz etkileyecek olan kriz karşısında, mali sistemin tamamen çökmesini önlemek kaydıyla işi oluruna bırakmak, en iyisi. Aksi takdirde Vaşington yönetimi her yıl yeni bir konjonktür paketi hazırlamak zorunda kalır. Ekonominin devlet desteğiyle sonsuza kadar büyüdüğü nerede görülmüş?”