1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ŞİÖ'nün askeri tatbikatına Çin damgası

Ingo Mannteufel / DW6 Ağustos 2007

Şangay İşbirliği Örgütü’nün “Barış Misyonu 2007“ adlı tatbikatı, 9 Ağustos 2007 tarihinde başlayarak 9 gün sürecek. Tatbikat, bir çok açıdan tarihi bir öneme sahip. DW'den Ingo Mannteufel’in yorumu:

https://p.dw.com/p/BRWI
DW editörlerinden Ingo Mannteufel

“Şangay İşbirliği Örgütü’nün askeri tatbikatına örgütün üyeleri Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan orduları katılıyor. 6500 asker ve 80 askeri uçakla, örgütün 6 yıllık faaliyet döneminin en büyük tatbikatı 17 Ağustos tarihinde altı üye ülkenin Devlet Başkanları’nın katıldığı törenle son bulacak. Tatbikatın, hem Rusya’nın Volga Ural Askeri bölgesinde hem de Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yapılacak olması ayrı bir önem taşıyor.

1700 Çinli askerlerin bir kısmı uçaklarla bir kısmı da trenle Rusya’ya sevkedilecek. Çin yetkililer, bu sevkiyatın bir ilk olduğuna dikkat çekiyor ve bugüne kadar bu oranda asker ve silahın Çin’den bu kadar uzağa sevkedilmediğini bildiriyor.

Pekin yönetiminin Şangay İşbirliği Örgütü’nde liderlik rolünü üstlendiği tatbikat senaryolarında da gözler önüne seriliyor. Tayvan’a dönük tehdit politikaları yürüten Çin yönetimi, 2005 yılında, Sarı Deniz kıyılarına uçuş tatbikatları yapılması konusunda Kremlin’i ikna etmişti. Bu yıl da tatbikat, yıllardır daha fazla bağımsızlık ve özgürlük için Çin yönetimine karşı mücadele eden Müslüman Uygurların yaşadığı eyalette yapılacak.

Özetle, iki yıl önce olduğu gibi bu yıl da tatbikatların senaryosuna Çin Halk Cumhuriyeti damgasını vurdu ve Çin’in siyasi öncelikleri belirleyici rol üstlendi. Rusya’nın da Çin’in arzularına tümüyle uyum gösterdiği gözlemleniyor.

Askeri tatbikat, Çin’in önümüzdeki yıllarda Asya’nın dev gücü olma yolunda attığı onlarca adımdan sadece biri. Rusya ise politikasında stratejiyi taktikle karıştırmış görünüyor. Çünkü Rusya, kısa vadeli bir politika yürütüyor ve Çin’le daha yakın siyasi ve askeri işbirliği yoluyla, Amerika’nın Orta Asya’ya nüfuz etmesini sınırlandırmayı amaçlıyor.

Nedeni ise Kremlin’in, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’yı öncelikli rakipleri olarak görmesi. Ancak kalabalık nüfusa sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin ekonomisi büyük bir hızla büyüyor. Ve Rus Yönetimi, uzun vadede Avrasya’da Amerika’nın değil Çin’in süper güç olacağını gözden kaçırıyor. Oysa ki Rusya, Çin’in süper güç olma hedefi gerçekleştiğinde, en iyi ihtimalle sadece ’küçük ortak’ rolünü üstlenebileceğinin bilincinde olmalı.“